Türkçemize yeni bir deyiş kazandırmak için aranızda
bulunmaktayım. Bu yeni deyiş herkesin bildiği ancak henüz adını kimsenin
koymadığı bir durumu, bir insanoğlu tipini tanımlıyor. “Kaldırım öküzleri”
benim bu ara taktığım ve en en nefret etiğim insanlar listesinde top 10`da.
Onlarında içinde bulundukları durumu anlamaya çalışsam da ipin ucu yine onlara
dokunuyor onların eylemsizliklerine ve ben yine kendimi onları suçlarken
buluyorum. Sokaklarda park edecek yer kalmayınca kaldırımın yayalar için
olduğunu unutup yayaların kaldırımdan başka çaresi olmadığını göz ardı edip
araçlarını kaldırıma park ediyorlar. Belediyeler sağ olsun zaten yapılan
binalar ile kaldırımlar iyice daraltılıyor. Bu da yetmezmiş gibi araçlarda park
edince bize yürüyecek alan kalmıyor. Yolun kenarında yürüyorsun bu kez de yolda
hak sahibi olan hareket halindeki araçlar sürekli kora ve yolun ortasında
yürüme bağrışları. Bıktım ya. Yaya
yolunu işgal edenden de, kaldırımdaki öküzler yüzünden yolda yürümek zorunda
kaldığımı anlayamayan öküzden de. Park yeri yetersiz bla bla demeyin. Kaldırım benim
hakkım. Eğer park yerin yoksa belediyene bağır ondan talep et park yerleri. Her
şeyi geçtim göremeyen ya da tekerlekli sandalye kullanan vatandaşların hakkını
gasp ediyorlar. Duyarlılık diyorum ama park eden aracı şikayet ediyorum plaka
veriyorum poliste bir şey yapmıyor. Aklıma twit açıp gördüğüm her kaldırımda ki
aracın fotoğrafını çekip ifşa etmek ve görenlerinde bana yönlendirecekleri bir topluluk oluşturmak
istiyorum ama kendimi biliyorum kontrolü sürekli sağlayamayacağım. Ama Lady ben
bu işle uğraşırım sana da yardım ederim gel ifşa edelim derseniz fikir burda
konuşalım kaldırımdaki araçlardan kurtulalım.
10 Mart 2018 Cumartesi
12 Şubat 2018 Pazartesi
benim hayata karşı gazım var
Toplaşın anlatacaklarım var. Uzun zamandır yazmıyorum ama
buraya yazdıkça kendimi bir gazlıyordum hani. Fare ben aslan oluyordum. Aslan
gölgesiyle kaplan indirmeye gidince Joker böyle yaptı şöyle dedi diye ağlıyorum
buralarda. Geri kalanlar için iki yazı öncesinin yolunu gösteriyorum tabi merak
edene. Derdinden tasandan bıktım diyene de hak veriyorum ben bile bıktım. Bir
hafta düşün dedi bir kerecik aramadı domuz. Seni özler dayanamaz arar o,
pişmandır nasıl affettireceğini düşünüyordur kendini diye kendimi gazladım durdum. Ben kaşıkçı
elması çünkü, Frodo`nun taşırken ölüp ölüp dirildiği yüzüğüm çünkü. Bir elimle
gazlayıp bir elimle kendimi avutmaya çalışınca işlemcim arıza verdi. Her kadının
yapacağı gibi soluğu kuaförde aldım. Sırf Joker istemediği için üç yıldır saçımı
istediğim gibi kestirmeyip ortalıkta Kezban Kezban geziyordum. Sonunda blog headerındaki
hatun kadar kestirdim. Joker dizimin dibinde olmayınca bende etrafımla
ilgilenmeyi bıraktım kendimle ilgilenmeye başladım. Gidip bir iki kursa
başladım. Yapmak istediğim ne varsa yaşlanmadan, emekli olmadan yapmam
gerektiğine karar verdim. Sağlık problemleriyle uğraşacağım yaşta hayattan
nasıl keyif alabilirim ki hem. Kendimi kabullenme evresine geçtim. Yıllardır
bariz ortada olan disleksimle bile barıştım. İnkarı bırakıp gittim doktora
yaptırdım testlerimi mis gibi. Sonra
şunu fark ettim ben sigortamın ödendiği haftada resmiyette 40 saat olup
gerçekte 5685961 olan, bir binanın içine tıkıştırıldığım işler olmadan da para
kazanıyorum. Ve kendi işimi kurmaya karar verdim. Gittim biri iki girişimcilik
kitabı falan da aldım şu sıra şirket nasıl kurulur fikir nasıl pazarlanır
evrelerini halletmeye çalışıyorum. Kendi markam olsun istiyorum. Ama arada iş
görüşmelerine de gidiyorum. Hep insanların beklentisini anlamak hem de şartlarımı
kabul edece kadar deli biri var mı diye görmek için. Kendim iyi olmadan ne ona
ne ilişkimize faydam olacağı kafama dank etti sonunda. Tam 20 aramadı beni
bende onu aramadım ki doğal olarak ayrıldığımızı bile düşünmeye başladım. Yalan
söyleyemem özledim deli gibi özledim yaptığım bir çok şey için pişman oldum,
böyle bitmesini istemediğimi daha iyi anladım. Akbabalar ciğerimi didik didik yiyor
gibi hissettim. Telefonda adını görünce collatz problemi ispatını yapmış kadar
mutlu oldum. Ama hayvanın söylediği ilk şey “Saçını niye kestirdin?” Lan adam
benle yirmi gündür konuşmuyorsun tek derdin üç beş santim kıl tüy mü? Neymiş
uzun saçımı seviyormuş ona söylemeden niye kestirmişim. Benim saçım benim
bedenim. Bizimkilerden duymuş ona ayrı bozulmuş. Aradı sordu halimi ben
söylemedim sanki. Tuttum çenemi görüşene kadar. Görünce onun ağzına lağım
çukuru muamelesi yapacağım diye evden çıktım ama onu görünce yüzünü bakışını
hepsi gitti. İlişkide karşı tarafın aklından geçenleri bilemiyorsun. Her şeyi
konuşuyoruz saklamıyoruz diyordum ama birbirimize karşı hissettiklerimizi
saklıyormuşuz en çokta. Bu adamın ağzından beni sevdiğini bir kez duydum ona
onu sevdiğimi hiç söylemedim. Bazen davranışlar yeterli değil, söze dökülünce
ayaklanıyor. Duyarsız davrandım, bir adım geri durdum incinmemek için ama
sanırım şimdi anlıyorum yaşamda her duyguyu tıka basa korkmadan yaşamak lazım.
5 Ocak 2018 Cuma
bana alerjim var
Annemin bir inancı var yeni yıla nasıl girersen tüm yılı
öyle geçirirsin. Yani amuda kalktıysan sıçtın tüm yıl öyle dolanmak yorucu
olacak senin için. Ben yeni yıla battaniyemin altında salaya sümük tek başıma
girdim. Jokerle her şey boka sarınca iptal planlarla evde kendimi yalnız
buldum. Bir haftadır bir kere aramadı. Gerçi kavga ettiğimiz gün “Gerçekten mi?”
diye mesaj attı ama o sayılmaz. İt herif daha beterini hak etti. Bu beni
arabadan indirip, beni ağlamama rağmen o taksiye bindirdi, tek bir teselli
kelimesi söylemedi ya rezil olmuş çok mu? Taksici amcaya kızı istediği yere
götür deyip para verdi, bir de kartını verip bırakınca ara dedi. Taksiciyle
bile benden kibar konuştu. Bana “Bir hafta düşün düzgün karar verebildiğin
zaman ararım” dedi. Düzgün karar verdiğimde götleşe alt yazı geçiyorlar herhalde.
Benim ayarlarım bozuldu sen en iyisi iade et bir iki üst modelini alırsın.
Apple bile kazıklamış milleti bir kazıkta sen benden yana yemişsin işte ne
olacak. Al o paranı falan dedim ama döndü kıçını gitti. Lan o nasıl bir muamele
ben senin orospun muyum da para verip gönderiyorsun beni? Ben tabi içimden
kanguru çekiyorlar gibi ağlayıp küfürler yağdırınca taksici amca böbreğimi
falan çaldı sandı. “Arama alma ver geri parasını ben veririm onun parasından
hayır gelmez” falan diyorum bir yandan da işkencede tırnağım çekiliyor gibi
ağlıyorum. Taksici amca “Kibar çocuk bak merakta ediyor seni” deyince “ Amca
bunun kibarlığına aldanma yalan hep. Bana neler etti bilmiyorsun” ile başladım.
Gerisinde neden ne için öyle şeyler dedim bilmiyorum ama en son amca “vay
pezevenk, bunun parası sokağa atsan bulana bile pislik bulaştırır!” diyordu.
Benim söylediğim şeyler hayal gücümün ve ona olan öfkemin sonucu ya da beni
şeker krizine girmiş suç ehliyeti olmayan zavallı bir kız sayabilirsiniz. Şey
dedim… “Amca bu beni kandırdı, seviyorum falan dedi inandım” diye Türk filmine
bağlayınca adam hamileyim evlenmiyor sandı. Bende bir doz yükseltip “Öyle olsa
yine iyi meğer bu it kadın pazarlıyormuş” diye höyküre höyküre ağladım. Polis
falan dedi bir panikledim ama bunlara bulaşılmaz mafya bunlar keser doğrar diye
lafı çevirdim. Adam cesur çıkar giderse polise inkar ederim ya da şizofreni
raporu almaya bakarım diye düşündüm. Sonra yol boyu bir amca bir ben beddua ede
ede evime gittik. Herhalde amca bizimkini aramış olsa gerek birkaç saat sonra
mesaj attı o günden sonrada ne aradı ne sordu. Şurda bir güncük kaldı arar mı bilmiyorum. Of
ben o kadar atıp tutup ne kadar kafayı yemiş olduğumu gösterdikten sonra
arayacağını sanmıyorum ama arasın istiyorum. Özledim. Pişmanım. Öfkeliyim.
Etiketler:
abarttım,
ben,
blog,
blogger,
günlük,
ilişki,
ilişki raporu,
ilişkiler,
Joker,
kız günleri,
kişisel blog,
kişisel gelişimim,
kişisel post,
new year
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)