27 Aralık 2013 Cuma

içmek için sebep mi


       Geçen iki arkadaşla oturuyorum. Laf döndü dolandı alkole geldi. Bu iki arkadaşım aynı zamanda sevgili ve ikisi de önceden beri çok yakın arkadaşlarımdır. Çetrefilli yollardan sonra mutluluğu birbirlerini buldular. Ama o gün bu gündür biz bu çiftimizle içemez olduk.

         Arkadaşlarım arasında içkiyi en son içen benim. Bizim bu sarı kız bile benden önce içip sarhoş olmuş bi hatun. Bakmayın öyle içmeyi bu kadar garip bi olay gibi anlattığıma. Aile istemiyor öyle içmedir şudur budur. Ki kendi geçmişleride çok sağlam değil ama iş çocuklarına gelince olmazı çekiyorlar. Bende 19 yıl boyunca ağzıma sürmedim. Bizim bu reklamcıda orta okulda gittiği bi düğünde masayı boş bulunca alkol rezervlerini tamamen tüketmiş bi vatandaş.

         Sarı içiyor, reklamcı çocuk içiyor ama sevgili olduklarından beri içmiyorlar. Neden mi? Sarı kız yasakladı. Bildiğiniz ben mi o mu yaptı. Neden diye sordum en sonunda? Cevap ise artık gerek yok. Ben varım derdi yok neden içsin dedi. İşte ona o noktada içmek için sebepleri sıralamaya başladım.

1.       Canın sıkkındır içersin
2.       Mutlusundur içersin
3.       Ortam güzeldir içersin
4.       Herkesin kafası iyidir tek ayık olmak istemezsin içersin
5.       Bunun tadı nasıl der merak eder içersin
6.       Sabah kalkarsın hava kötüdür içersin
7.       Ayakkabı kutundan para çıkmaz içersin
8.       Akşamdan kalma güzelce hazırlanmış mojiton vardır ziyan olmasın diye içersin
9.       Yalnızsındır içersin
10.   Paran VARDIR içersin
11.   Paran yoktur yine içersin
12.   Arkadaşının sevgilisi pisliktir onunla içersin
13.   Slav ırkına kaybettiğin çocuğun arkasından yine içersin
14.   Yeni aldığı kazak çeker içersin
15.   Hoşlandığın çocuk eşcinsel çıkar buna iki defa içersin
16.   Yeni yılda Victoria`s Secret Show`a bakar aynaya gidersen alkol komasına girene kadar içersin
Peki senin içmek için sebebin ne?

15 Aralık 2013 Pazar

Korku


      Hüzün çöktü içime yine. Böyle anlamsız saçma. Sanki bişeyler eksik. Bi parçam, bi his, bi düşünce. Sanki kötü bi şeyler dolabımın içinde ve açmamı bekliyor. Ama korkuyorum. Biri kalbimi sıkıyor. Sanki biri ciğerlerime çektiğim havayı saf oksijenle doldurmuş gibi ciğerlerim yanıyor. Zamansal korkular endişeler. Geçermi bilinmez ama ben korkuyorum. Yaşamaktan, kendim için bişeyler yapmaktan. Daha fazlasını istemekten, daha fazlası için hareket etmekten, umut etmekten.



         Daha iyisini istediğim için kendimi kötü hissediyorum. İnsanlar hareket ederken durup sadece seyrediyorum. Yaşlanıyorum. 20 yaşında olup 50 hissetmek belki benim ki. Korkağım hemd e çok. Paylaşmaktan  kendimi anlatmaktan ölesiye kaçıyorum.  Sanki anlatırsam beni yaralamaları için ellerine birer bıçak vermiş gibi hissediyorum.

      Sürekli rol yapıyorum. Sanki rol yapmayı bırakırsam kaçacaklar gibi hissediyorum. Sanki bırakırsam baş kaldırmış olacağım gibi hissediyorum Kendimden insanlardan kaçıyorum. Ve buda beni işte bu noktaya getiriyor. Bişeylerle sürekli meşgul olma ve düşünmeye engel olma haline. İçinde k i sıkıntıdan bile korkma dolaba uzanıp kapağı açamayan  küçük bi kız…

hepsi bir ders yüzünden


       Evet doğru bu blogu açmamı tetikleyen şey bir ders. Daha doğrusu aldığım bi not. Kendimi yetersiz hissetmeme neden olan. Kimsenin beni bilmeden konuşabileceğim tek bi yere ihtiyaç duyma hissi. O kadar çalış ve aldığın koca bir hiç.

       Anlayacağınız üzre burası çocukluğumdan beri tutmayı beceremediğim günlüğüm. Benden daha fazlasını bulamayacağınız bir yer. Sadece kendim olabildiğim tek yer. Ağzım bozuk. Bugün depresifim ama yarın ne olurum belli olmaz. Sadece baş şişirmeyi düşünmüyorum. Yani acılar bence baş şişirir. Ben anlatıyorsam..

        Nota gelirsek listede 65 gördüm. Hoca otomasyon sistemi denen şeye atmadan önce şöyle bi gösterdi. Astigmatım var ve doktor arada tak dediği gözlüğüm olmayınca psikolojik körüm. Eve gelince girdim sisteme baktım 95. Meğer listede benden sonraki almış onu. Dçent moçent dinlemeyip iyi küfretmiştim. Tabi içimden.

Çok mu şapşalım?