1 Eylül 2014 Pazartesi

basketbol mu?


Aşk insana olmadık şeyler yaptırabiliyor. Gurur falan zırvalıktan başka bir şey olmuyor o an. Ya da bu iş bende böyle işliyor. Bundan üç yıl önce sığırın birine aşık oldum. Belki daha sonra bu bende yıkıma sebep olan Bay Uzun`la şarap yapılmak için ezilen üzüm gibi olan ilişkimi anlatırım. Burada önemli olan benim onun peşine düşmem. Hatta istediği kadını karşısına dikmek. Tabi bu kadın tamamen benim tahminlerim üzerine kuruluydu. Adamı kafaya takmıştım. Hem peşinden koşuyordum, hem de hepsi tesadüfmüş gibi davranıyordum. Çocuk aklı işte. Böylece adamın aklına kendimi sokacaktım. Bunun için neler yaptım neler. En basitinden adamın ders programını ezbere biliyordum. Kendi ders programımdan ise kesinlikle bir haber yaşıyordum. Gittiğini bildiğim her yere anında damlıyordum. Kar ağıyor diye kıçımı kaldırıp okula gitmediğim gün okuldaki yegane kız arkadaşım o burada diye haber verince kalktım gittim. Saplantılı sapık hallerim o zamandan belliymiş benim.  Adam basketbolcuydu. Daha doğrusu sakatlanan kadar. Hayatından en çok sevdiği iki şey vardı. Biri basketbol  biri Beşiktaş. Bende ki rakipleri görüyorsunuz. Neyse işte 2011-2012 Basketbol Ligi`ni özellikle Beşiktaşlılar bilir. Bay Uzunda hiçbir maçını kaçırmaz giderdi. Son maçlar hele herkes konuşup biletleri alıyordu. Baktım bizimki sürekli orda bende gitmeliyim dedim. Zaten son dönemde böyle ilişki garip bir halde. Ama hala istediğim gibi kollarımda değil. Maç biletlerine baktım yok. Hepsini içmişler resmen. Bilet bulup kendimi orda etiketlemem, hatta onunla karşılaşmam ve bu salak kaçan kovalanır sanıp kaçma işini bitirdiğimi göstermem lazım. Ama bilet bulabilirsem. Sonra aklıma Nil Kuşu geldi. Babası eski milli judoculardan ve bu spor etkinliklerine bilet bulma uzmanı. İsterse dünya şampiyonası olsun fark etmez. Nil Kuşu`nu benle de gitmeyi ikna ettim ve biletler tamamdı. Ama bazı küçük sorunlarım vardı. İlki locada izlemek gibi bir niyetim yoktu. Kaldı ki Nil Kuşu`nun babasının da bizimle kalması yüzünden çocuğu arayıp soramadım. Bir kez karşılaştık ondada yanımdakini babam sanıp topuklamasıyla mahvetti.  Bana kalan tek artıysa soyunma odasına inmek ve oyuncularla tanışmak oldu. Gerçi ben Beşiktaşlı bile değilim ki. Buraya nerden geldin dersen Türkiye-Amerika maçından. Anılarımı depreştirdi hergeleler. Yalnız ilk iki periyotta çok iyi oynadık. Yenilsekte ben gurur duydum bizimle.

8 yorum:

  1. O anılar bir depreşmese zaten :)
    Milli takımı görünce bile çok tuhaf bir duygu oluyo bana niye bilmiyorum :)
    Bay uzundan da bahsetseneee bu aralar Bay B. den bahsetmiyosun fark etmedim sanma ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Iti an çomağı hazırla derler. Bay B yi uzum zamandir görmüyordum bugün şeytanın bacağını kırdım. Gerçi kendimi rezil ettim sanirim ama şu an pek umrumda degil.
      Bay Uzun şu sıralar anmasam daha iyi ordan burdan çıkar diye korkuyorum :D
      milli takım çok iyiydi ama dün akşam ya. Gurur duydum doğrusu

      Sil
  2. Vay sapık vay :P
    hepimizin var böyle saplantılı halleri hiç dert etme :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hak ettim bak onu :D halimi biraz daha anlatinca herkes korkup kaçacak :)

      Sil
  3. :-) Ben bir bay kıvırcık için profesyonel olarak basketbol oynayabilmek için ders almış bir kızım(ama hiç işe yaramadı, zaten ondan bir 18 saatlik mesafe kadar uzaklaştığım için gerek de kalmadı). Yani kendini daha az deli hissedebilirsin benim yanımda. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte bee. İçime su serpen bir insan. Psikopat kızlar kulübüne hoş geldik o zaman :D

      Sil
  4. ya bak sen erkeklere karşı tavrını değiştirmelisin bence yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aşık olunca böyle oluyor. hem arkasından gidiyorum hemde sanki umurumda değilmişim hali. gerçi daha önce bir Bay Uzuna oldum. bu kez ne hissediyorsam dürüst olacağım. anlamasın o gelsin diye dolap çevirmek istemiyorum. tamamen saçmalıyorum ben ya bakalım ne olacak

      Sil