Annem ikizler burcu. Bu yüzden değiştirdiği her kararı buna
bağlıyor. Babanı ben ikna ederim derken bir anda babamın onu ikna etmesi
gerekebiliyor. Sonuç perişan bir ben. Saat konusunda birlikte yenemeyince, böl
parçala taktiğini kullanmaya karar verdim. Annemi mutfakta sıkıştırdım e
başladım dil dökmeye. Tam kıvama geldi derken gözleri yerinden fırlamış şekilde
”Alkolden uzak duracaksın ama. İçmiyorsun dimi?” bir dakika ya ben bu konuşmayı
daha öncede yaptım. Arkadaşın doğum günü vardı ve cadılar bayramına denk
gelince kostümlerimizi çekelim partimizi yapalım dedik. Mekan ayarladı, herkes
hazır ve benim izin problemim. Ama o zamanki soru daha önce alkol kullanıp
kullanmadığımdı. Doğruyu söyleyip gitmemeyi ve annemin bağrışlarını mı yalanı
mı terci etmek arasından çok gidip gelmiştim. Tercihimi ise doğrudan yana
kullandım. “Nerde, ne zaman, ne içtin?” soruları ve öğüt içerikli konuşmadan sonra
dürüstlüğüme karşılık izni koparmıştım. Tabi anneme sadece denedim, merak
etmiştim, hepsi tadımlık dememden dolayı da yırtmış olabilirim. Ya da
içmeyeceğime dair verdiğim garanti. Sadece o geceye özelde değil. Annem babamı da
ikna etti sonra. Ancak ben iki gün kala
dersten çıkıp, hastaneye gitmeyi başarıp, hastane kapısından girdikten sonra
yere yığılacak kadar hasta olunca itirafım boşa gitti. İki hafta boyunca
kıçımdaki iğne ağrılarıyla yattım ve babam hayatında ilk kez ben hastayım diye
sevindi. Hatta iyi ki hasta oldun dedi. Ve benim karşımda yine aynı durum. 5
aydır sözümü tutuyorum ama öncesinde ihlallerim mevcut diye bu kez yalan
söyledim ve izni kopardım. Zaten Nil Kuşu`nun abisi de bize eşlik ediyordu ve
paketi eve teslim edecek diye daha kolay oldu. Bu arada “paket” annemin beni
tanımlaması.
İzni alan benim aslında en büyük problemi izin değilmiş. O kahrolasıca
dolapta hiç, hiç ve hiçbir şey uygun değil. Hiçbir şey yoktu ya. Aradım taradım
ama yok. Ne giysem olur bir türlü bulamadım. Elbise mi giysem, etek mi, pantolon mu? Erkek olsan
seçenek az. Etek giyme ihtimalin yo, İskoç
değilsen tabi. Onlarında gece çıkarken etek tercih edeceklerini zannetmiyorum.
Oturup külkedisinin perilerini bekledim, haspam meşgulmüş gelemedi. Böylece ben
dolabımla başbaşa kaldım. Yaptığım her kombini kızlara attım. Ama benim gözümde
hepsi kusurlu. Kıyafeti hallettik geldi ayakkabıya. Topuklu ayakkabıları ne
kadar çok seviyorsam, o kadar yürüyemiyorum ve benimseyemiyorum. Acıdan başka bir
şey değil. Hitler`e zamanında çıtlatılsa erkeklere işkence etmek için topuklu
ayakkabı giydirip koştururdu. Bir de çok kısaymışım gibi ayakkabılar bol
topuklu. Düğünden düğüne giyilince öyle oluyor tabi. Sonra birde gözümün dönüp
aldığım ama sonra giymek için hala fazla nazlı davrandığım az topuklulardan
birini seçtim. Sonra da oturdum kendime kızdım. Çünkü ben dünyanın en rahat
insanıyım. Nereye gittiğim, kim olduğu fark etmeden istediğimi giyinen rahat
ben gitmiş, diğerleri gibi olmuştum. 3 koca saatim gitti. Ondan bir “güzel
olmuşsun” lafı duymazsam topuklu
ayakkabıları ona giydirip 100 kilometre koşturturdum hani.
Şanslı hergelem acı dolu işkence planlarımı duymuş olsa
gerek ki ağzından o kelimeleri dökmeyi başardım. E o saatten sonra da gece
inanılmaz keyifli geçti. Uzun zamandır bu kadar kalabalık olmayı
başaramamıştık. Bolca da Aslan`la dalga geçtik. Nil Kuşu`nun abisi var diye o
kadar gergindi ki o bildiğimiz adam değildi resmen. Gecenin tek kötü tarafı
Prensciğimin kız arkadaşına evlenme teklifi ettiğini öğrenmek oldu. Nil kuşuyla
yıkıldık da kimselere belli edemedik. Bu nasıl iş o nerden çıktı derseniz Nil
Kuşunun abisinin arkadaşı ve o bir Kıvanç. Hani hayranlıkla
seyrettiklerinizden. Liseden beri onu hayranlıkla izlemekteyiz. Yoksa artık
evlenme vakti de geldi. Biz büyüdük o da 30 oldu. Yalnız Nil kuşunun abisinin
başı belada Fok Balığı bir yüzük bekliyor ondan haberi yok.
21 yaşıma çoktan girdim ama Dahi reklamcı kutlayamadı diye
tekrar kutladılar. Bense keşke bugün doğum günüm olsa bugün 21 girsem dedim.
Bay B dizimin dibindeyken. Çok
bahsetmedim farkındayım ama hala güzel geçen gecenin etkisindeyim. Daha az
saçmalayan bir ben oldum diye sanırım. En azından “şey” li cümlelerden
kurtuldum. Tabi dirseğimle çarpıp üzerine döktüğüm içki dışında. Aman ne olcak
sanki azıcık altına işemiş gibi durduysa. Karanlıkta kimsecikler görmez. Kutuplar
yakın olsak işte o zaman sorun olabilrdi ışıklandırmada. Sinirlenmedim derken
ciddidir ve beni arar. Yoksa ben depresyona girerim, çıktığımda da onu
depresyona sürüklerim.
Ben de ikizler burcuyum :D :D. Annenle ilgili kısım çok hoşuma gitti o yüzden. :)
YanıtlaSilUcu bana dokunmuyorsa kararsızlığının çok eğlenceli oluyor izlemek siz ikizleri :D
Silşeyli cümlelerden kurtulmak önemli tabi (:
YanıtlaSilyirmibir he. vay bee yirmiden sonrası fena çabuk geçiyor , aman zamana dikkat:)
korkutuyorsun ama. fark etmedin mi ruhu hala çocuk tutuyorum. :D
Silmerhaba :)
YanıtlaSilikizlerin değişkenliğini biliyorum, güzel bir gece olmuş :)
sevgilerimle..
selam :D
Sillaf aramızda ben ikizlerden çok çekiyorum :D
Mutlu bir gece :) şahane haber bu
YanıtlaSilo var, şey demek yok bence iyi iş çıkardım ben :D
Silhah haaaa çatlak şakireeeeeee delisin sen beee :)
YanıtlaSilşakire mi ımm yakıştı bak bana :D Lady`yi bırakmayı düşündürttü :D
SilBen de bir ikizlerim ve kendim de dahil olmak üzere çok çektim :-) Ne kadar zordur iyi bilirim, ama sonunda başarmışsın izni koparmak ve şeylere şey dememek önemli yani. İçkiyi elbiselerine de tattırmak dışında gece iyi gitmiş o zaman, bu da o kahvelerin ve ertelemelerin karşılığı olsun o zaman. Ama merak ettim sinirlenmeden aradı mı seni geri?
YanıtlaSildavet için teşekkürler çok eğlendim... bu kadarcık. şimdi ses soluk yok. ben daha aryıp soramam. tamam belki şey yaparım. aslanım ama annem ikizler kararsız kalıp yapmam der yaparım.
Sil