7 Eylül 2014 Pazar

ya kanada`nın kuzeyinde yaşasaydık


Annem ikizler burcu. Bu yüzden değiştirdiği her kararı buna bağlıyor. Babanı ben ikna ederim derken bir anda babamın onu ikna etmesi gerekebiliyor. Sonuç perişan bir ben. Saat konusunda birlikte yenemeyince, böl parçala taktiğini kullanmaya karar verdim. Annemi mutfakta sıkıştırdım e başladım dil dökmeye. Tam kıvama geldi derken gözleri yerinden fırlamış şekilde ”Alkolden uzak duracaksın ama. İçmiyorsun dimi?” bir dakika ya ben bu konuşmayı daha öncede yaptım. Arkadaşın doğum günü vardı ve cadılar bayramına denk gelince kostümlerimizi çekelim partimizi yapalım dedik. Mekan ayarladı, herkes hazır ve benim izin problemim. Ama o zamanki soru daha önce alkol kullanıp kullanmadığımdı. Doğruyu söyleyip gitmemeyi ve annemin bağrışlarını mı yalanı mı terci etmek arasından çok gidip gelmiştim. Tercihimi ise doğrudan yana kullandım. “Nerde, ne zaman, ne içtin?” soruları  ve öğüt içerikli konuşmadan sonra dürüstlüğüme karşılık izni koparmıştım. Tabi anneme sadece denedim, merak etmiştim, hepsi tadımlık dememden dolayı da yırtmış olabilirim. Ya da içmeyeceğime dair verdiğim garanti. Sadece o geceye özelde değil. Annem babamı da ikna etti  sonra. Ancak ben iki gün kala dersten çıkıp, hastaneye gitmeyi başarıp, hastane kapısından girdikten sonra yere yığılacak kadar hasta olunca itirafım boşa gitti. İki hafta boyunca kıçımdaki iğne ağrılarıyla yattım ve babam hayatında ilk kez ben hastayım diye sevindi. Hatta iyi ki hasta oldun dedi. Ve benim karşımda yine aynı durum. 5 aydır sözümü tutuyorum ama öncesinde ihlallerim mevcut diye bu kez yalan söyledim ve izni kopardım. Zaten Nil Kuşu`nun abisi de bize eşlik ediyordu ve paketi eve teslim edecek diye daha kolay oldu. Bu arada “paket” annemin beni tanımlaması.

İzni alan benim aslında en büyük problemi izin değilmiş. O kahrolasıca dolapta hiç, hiç ve hiçbir şey uygun değil. Hiçbir şey yoktu ya. Aradım taradım ama yok. Ne giysem olur bir türlü bulamadım.  Elbise mi giysem, etek mi, pantolon mu? Erkek olsan seçenek az. Etek giyme ihtimalin yo,  İskoç değilsen tabi. Onlarında gece çıkarken etek tercih edeceklerini zannetmiyorum. Oturup külkedisinin perilerini bekledim, haspam meşgulmüş gelemedi. Böylece ben dolabımla başbaşa kaldım. Yaptığım her kombini kızlara attım. Ama benim gözümde hepsi kusurlu. Kıyafeti hallettik geldi ayakkabıya. Topuklu ayakkabıları ne kadar çok seviyorsam, o kadar yürüyemiyorum ve benimseyemiyorum. Acıdan başka bir şey değil. Hitler`e zamanında çıtlatılsa erkeklere işkence etmek için topuklu ayakkabı giydirip koştururdu. Bir de çok kısaymışım gibi ayakkabılar bol topuklu. Düğünden düğüne giyilince öyle oluyor tabi. Sonra birde gözümün dönüp aldığım ama sonra giymek için hala fazla nazlı davrandığım az topuklulardan birini seçtim. Sonra da oturdum kendime kızdım. Çünkü ben dünyanın en rahat insanıyım. Nereye gittiğim, kim olduğu fark etmeden istediğimi giyinen rahat ben gitmiş, diğerleri gibi olmuştum. 3 koca saatim gitti. Ondan bir “güzel olmuşsun”  lafı duymazsam topuklu ayakkabıları ona giydirip 100 kilometre koşturturdum hani.


Şanslı hergelem acı dolu işkence planlarımı duymuş olsa gerek ki ağzından o kelimeleri dökmeyi başardım. E o saatten sonra da gece inanılmaz keyifli geçti. Uzun zamandır bu kadar kalabalık olmayı başaramamıştık. Bolca da Aslan`la dalga geçtik. Nil Kuşu`nun abisi var diye o kadar gergindi ki o bildiğimiz adam değildi resmen. Gecenin tek kötü tarafı Prensciğimin kız arkadaşına evlenme teklifi ettiğini öğrenmek oldu. Nil kuşuyla yıkıldık da kimselere belli edemedik. Bu nasıl iş o nerden çıktı derseniz Nil Kuşunun abisinin arkadaşı ve o bir Kıvanç. Hani hayranlıkla seyrettiklerinizden. Liseden beri onu hayranlıkla izlemekteyiz. Yoksa artık evlenme vakti de geldi. Biz büyüdük o da 30 oldu. Yalnız Nil kuşunun abisinin başı belada Fok Balığı bir yüzük bekliyor ondan haberi yok.

21 yaşıma çoktan girdim ama Dahi reklamcı kutlayamadı diye tekrar kutladılar. Bense keşke bugün doğum günüm olsa bugün 21 girsem dedim. Bay B dizimin dibindeyken.  Çok bahsetmedim farkındayım ama hala güzel geçen gecenin etkisindeyim. Daha az saçmalayan bir ben oldum diye sanırım. En azından “şey” li cümlelerden kurtuldum. Tabi dirseğimle çarpıp üzerine döktüğüm içki dışında. Aman ne olcak sanki azıcık altına işemiş gibi durduysa. Karanlıkta kimsecikler görmez. Kutuplar yakın olsak işte o zaman sorun olabilrdi ışıklandırmada. Sinirlenmedim derken ciddidir ve beni arar. Yoksa ben depresyona girerim, çıktığımda da onu depresyona sürüklerim. 

12 yorum:

  1. Ben de ikizler burcuyum :D :D. Annenle ilgili kısım çok hoşuma gitti o yüzden. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ucu bana dokunmuyorsa kararsızlığının çok eğlenceli oluyor izlemek siz ikizleri :D

      Sil
  2. şeyli cümlelerden kurtulmak önemli tabi (:
    yirmibir he. vay bee yirmiden sonrası fena çabuk geçiyor , aman zamana dikkat:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. korkutuyorsun ama. fark etmedin mi ruhu hala çocuk tutuyorum. :D

      Sil
  3. merhaba :)
    ikizlerin değişkenliğini biliyorum, güzel bir gece olmuş :)
    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. selam :D
      laf aramızda ben ikizlerden çok çekiyorum :D

      Sil
  4. Mutlu bir gece :) şahane haber bu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o var, şey demek yok bence iyi iş çıkardım ben :D

      Sil
  5. hah haaaa çatlak şakireeeeeee delisin sen beee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şakire mi ımm yakıştı bak bana :D Lady`yi bırakmayı düşündürttü :D

      Sil
  6. Ben de bir ikizlerim ve kendim de dahil olmak üzere çok çektim :-) Ne kadar zordur iyi bilirim, ama sonunda başarmışsın izni koparmak ve şeylere şey dememek önemli yani. İçkiyi elbiselerine de tattırmak dışında gece iyi gitmiş o zaman, bu da o kahvelerin ve ertelemelerin karşılığı olsun o zaman. Ama merak ettim sinirlenmeden aradı mı seni geri?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. davet için teşekkürler çok eğlendim... bu kadarcık. şimdi ses soluk yok. ben daha aryıp soramam. tamam belki şey yaparım. aslanım ama annem ikizler kararsız kalıp yapmam der yaparım.

      Sil