Tırnaklarımın kenarında kırmızı oje kalmış. Bir beceremedim
şunu tam çıkarmayı. Biçimsiz kesmişim zaten. Kafanı kaldırıp göz teması kurmayı
unutma. Çocuk baya ilginç bir şeyler anlatıyor herhalde millet dikkat kesilmiş.
Televizyonda başka müzik kanalı açık gelen şarkının bu görüntüyle alakası yok.
Kafa sallama ve hızlı bir göz teması sırası. Off elendik de zaten. Bir maç
keyfim vardı o da gitti. Amerika kesin alır. Allah`tan Avrupa şampiyonasına
dahil değil, adamların kıtası var. Oley telefonumdan ses geldi. Ahh İyilik
Meleğimmiş. Nefret ediyorum bu tip konuşmalardan. Ne diyeceğimi, nasıl teselli
edeceğimi bilmiyorum hiç. Salak ben sanki tesellisi olur. Bu işlerde bir de hiç iyi değilim. Nerde
hangi kelimeleri kullanmam gerektiğini de biliyorum. “Ne yapıyorsun telefonda
sen? Dinlesene beni.” Hep sen zaten. Hiç sen deme. “Arkadaşımın babası vefat
etti. Ne diyeyim git başımdan ben Bayan Ego`yu mu dinleyeceğim?” Sert kaçtı
buda. Sinirlerine hakim olsana sen. “Başı sağolsun. Nesi vardı?” “Kanserdi.
Kemo işe yaramadı. Sıçramış. Ahh unutuyordum ikinci bir cenaze haberi daha
aldım. Kraliçe`nin dedesi ve o da kanserdi. Nil Kuşu arayıp haber verdi. Off berbat
bi gün iki cenaze haberi üst üste.” Ne kadar çok kanser olan insan var. Ölüm çok
kolay gibi. Birkaç çekirdeğini peynir ekmekle yemiş hücreyle hemen gelebiliyor.
“Kötüymüş. Neyse sonra…” hala sonra diyor ya. Yine kimden bahsediyor acaba. Evet
evet herkes sana aşık ve gezegenler güneşi bırakmış senin etrafında dönüyor. “…haksız
mıyım ama?” Haklı mı? Cümlenin başını kaçırdım. Ama standardı var bu işin kolay
bu. ”Haklısın canım” o bunu yapmış şu şunu. Karşıma geçmiş hiç tanımadığım
insanlardan bahsediyor. Onu biliyorsun dimi bunu hatırlıyorsun. Nerden bilim
ben onları. Mamayı siz birlikte yemişsiniz ben değil ki. “Evleneceğim adam bu
benim. Ben bununla bir ilişkiye başlarsam bırakamam.” “Bir dakika. Sen en son
konuşmada şu benim evleneceğim adam demiyor muydun?” “yok ben anladım o değil
bu.” Lan bu bu deyip durduğu adam 30 yaşında değil miydi? “Bu 30luk değil mi?” “29
bee.” Ne fark edecekse. Hem ne evlenmesi lan. Sen daha ikinci sınıfa zor
geçtin, ortalıkta kariyer deyip duruyordun. Hani bu adam takmıştı, peşinde
dolanıyordu sadece. Lan diğerlerinin suyu mu çıktı? Söyle kızım bunları yüzüne
yüzüne. “farkındasın dimi yaş, mesafe. Sen İzmir`e gideceksin iki gün sonra. Sakın
bana bir şey olmaz deme. Aşkın yaşı yoktur da deme. Okulun bitmiş olsa yirmini
ortalasan kabul ama bu yaşta saçmalık. Sen vize final diyeceksin adam başka
şeyler. 8 yıl olmuş adam o defteri kapayalı. Sekiz yıl önce okula başlayan
çocuk ergen oldu liseye gidiyor.” Dinlemedi tabi. Neymiş aşıkmış ama olmazmış
biliyormuş. O yüzden bir ilişkiye başlayamazlarmış. Ama o kadar aşıkmış ki
unutamazmış. Söylediklerinin hepsi yalan kendini kandırıyor. Aşık falan değil
de. Nerden biliyorsun derseniz bu hep böyle. Kafayı 5 yıldır taktığı bir çocuktan
sonra her görüşmede birine aşık geliyor karşıma. Zaten nerden dedim evdeyim
oturuyorum. Ohh Nil Kuşu`da sattı beni tek başıma dinledim bütün gece. Ne
kadersizmişim. Kafa salla, göz teması, her soruyu yuvarla… En son otobüste
trafikte baş başa kalmıştık. Dahi Reklamcı kulaklığını takıp beni kaderimle baş
başa bırakmıştı. Bir koca yıl bir daha bu duruma düşmemek için ne işler
çevirdim. Ama bu kez bana patladı. Niye görüşüyorsun derseniz iyi kız aslında. Sadece
aşırı çarpık ilişkileri var. Birde tek yakalarsa beyninizde Anadolu Ateşini
oynatıyor. Grup içinde eğlenceli. E tabi o koşullarda uyum sağlamak zorunda. Ahh
bir de ben bu bana anlattıklarının hepsini eve dönerken baştan diledim. Telefonda
arkadaşına anlattı. Jigsaw bile bu kadar zalim olmamıştı.
ay bayık muhabbetmiş ha yazık sana :)
YanıtlaSilİçim öldü benim
Silehehhe (:
YanıtlaSilinsana olan inancımı kaybettim gülme hiç
Sil