4 Eylül 2014 Perşembe

azıcık düşünmek gerekirdi tabi


Anlımın ortasındaki “L”nin herkes tarafından görüldüğüne eminim. Çarşamba içinde reddedileceğimi sanıp arkadaşımla görüşecektim dedim. Aramızda kalsın yoktu öyle bir şey. Ama yalanı desteklemek için beynim sipariş yetiştirmeye çalışan şef gibi çalıştı. Ama yemeklere tuz atmayı unutmuşum. Kendimi nasıl kaptırdıysam yine çenem düştü. Ya yalan söyleyince anlaşılmasın diye en ince ayrıntıya kadar veriyorum. Bende buna Nil Kuşu`yla buluşacağım şu saatte falan dedim. Ne diye derim ki. Nerden tanıyacak arkadaşlarımı. Kız ismi verip aklını bulandırmamak aklıma gelir, saat vermemek gelmez. Hepsini geçtim ne diye sürekli gittiğin bir yere gidelim dersin. Ben akılsızım ya. Zaten hep başıma bundan geliyor her şey. Ama tüm aksiliklere rağmen de çocuğun karşısına kuruldum. Bu garsonun menüyü bırakmasına fırsat vermeden “İki kahve istiyoruz.” diye yumurtladı. Keşke bir kibarca sorsaydın fikrimi. Bana dönüp “Hangisinden içersin?”  allahım nazar değdirdim bu çocuğa ben. Bir baksaydım menüye be. Ben kahve sevmiyorum çokta kahve adı bilmem. Türk, latte, espresso şuan aklıma gelen. O ansa aklıma gelen sadece”Şekerli” oldu. Güldü “Anlaşılan Türk kahvesi içiyoruz” dedi. Biz tatlı tatlı sohbetimizi ederken de o kahveler ecelim olmaya geldi. Benimki buz oldu bende tık yok. İçsene, ne oldu falan deyince yudumlamaya başladım ama mimklerime hakim olamıyorum. Nasıl bir surat ifadesi içerisindeysem “Bir şey mi oldu? Bir yerin mi ağrıyor?” dedi. Ama susma işi benlik olmadığından kendim olmaya başladım patır patır ortaya döktüm her şeyi. Tabi düşündüklerimle ağzımdan çıkarabildiklerim birbirinden oldukça farklı. Aşık olmasam ne, “şey, ımm, hımm” der kendimi rezil ederim, nede birinin içine böyle düşmem. “Şey ben aslında… pek kahve sevmem, sen yani şey ben kahve içelim derken öylesine dedim, yani kahveyi öylesine yoksa şeyi değil. Ben düşündüm belki şey yani başka bir şey de içsek olurdu.” Düşünmüşüm. Pehhh. Ne düşünmesi ya. Ben konuşma evresini iyi atlatamamışım. Bir cümle içinde bu kadar çok “şey” kullanılır mı? Bir de bu aklımda kalan miktarda “şey”. Siz bir de o tatlı sohbetimiz dediğimiz benim bol şeyli konuşmamı dinleyin. 


Ben buna arkadaşımla buluşacağım dedim ama bu arkadaşın gelene kadar senle oturup beklerim deyince ben kendimi tuvalete attım. Çünkü benim öyle buluşma planım yok. Sarıldım telefona Nil Kuşu`nu aradım. Evi yakın yirmi dakika ya gelir. Ama bizim ki sınavım var yarın gelmem diye tutturdu. Sınav bu önemli ama, bak yeğenlerine annenizle babanızın bu gün ki halleri benim sayemde deme fırsatı var diyorum, dinlemiyor. En sonunda halime acıdı kabul etti. Bu gelince plan tanıştırıp, hatta mümkünse tanıştırmadan “aa arkadaşım gelmiş” deyip kaçmaktı. Ama yine planlar tutmadı. Zaten bende doğru giden ne var ki. Bizim ki oturdu çocuğu süzmek için, bilirim ben onu. Hava su muhabbeti ettik, biz kalkalım yemek yiyecektim dedim ayaklandım ve Bay B.`mden hayatımda duyduğum en güzel kelimeler çıktı. “Size katılmamın sakıncası var mı?” Hiç olur mu? Bundaki de soru şimdi. Kocaman gülümsedim cevap vereceğim bizim kız “Bizde yiyecektik.” dedi. Ne sizi be. Yemek bile yemeyecektik ki biz. Off bu kızın sınavı var ve buraya sürükledim bir de hala beyinsel dırdır yapıyorum. Kız beni bir de iyi tanıyor ve ettiğim küfürler onun kafasında yankılanıyor. Durumu kurtarmak içinde “Cuma akşamı dışarı çıkıyoruz sende gel. Kutlama yapıyoruz. Benim yaz okulu Layd`nin staj bitiyor” dedi. Ve böylece ben arkadaşımı çarmıha gerip yakmak istedim. Lan annemler izin verdi mi sorsana ban bir. 11`e kadar iznin var diyor başka bir şey demiyor. Ne olur hayır de. Ben gelemem de. Çok isterdim ama olmaz de. “Tamam olur. Biz Lady`le haberleşiriz.” İt herif bir kahve için beni süründürdü, şimdi kalkmış her boka tamam diyor. Haberleşirmişiz. Annemle babamda öyle diyordu. Sen onunla haberleş sonra fink fink gezin. Yalan söyleyen dilime de, düşünen beynime de, bana kıyak geçtiğini düşünen mezarını kimsesizler mezarlığından hazırlayan arkadaşıma da,  olmadık yerde evetlerini harcayan Bay B`ye de… Ben gidip annemle babama yalvarma seansına devam edeceğim.

10 yorum:

  1. Ama sen gerçekten nazar değdirdin :D
    Neyse iyi yanından bakarsan o yalvarışlarının sonunda Bay B'ti göreceksin :)
    Sağlam aşık olduğun göz önünde ve ben Bay B'yi anlatırken seni çok seviyorum ya :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maşallah demedim boyna kusur aradım ondan. ben yalvarmadan gelse olmaz mıydı? Sağlam aşık mı saplantı mı bu ben karıştırmaya başladım. Biliyor musun bende en çok Bay B. ye aşık halimi seviyorum. Daha kelebekli oluyor :D

      Sil
  2. Kıyamam kuzum sana :)
    Bir şekilde ikna edersin sen ;) gözünde büyütmezsen başarırsın :)
    Yalnız Bay B. bayağı enteresan çıktı :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gözümde büyüme evresini geçti ne yazık ki. freni patlamış kamyon gibiyim.
      O da karşık sinyal verip duruyor. kafam sebze çorbasına döndü.

      Sil
  3. Ah, bu arkadaşın kendini kurtarmak için seni mi yaktı? Neyse neyse, tüm seansları atlatacak kadar güç var sende güveniyorum ben sana :)) Zaten çocuk her şeye evet demeye başladı, umarım cuma akşamın çok güzel olur..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilse yapmazdı ama bizimkilerle saatte uzlaşmaya gittik. O evetleri doğru yerde dedikten sonra ben bu gazla onu kimselere bırakmam.

      Sil
  4. Allah seni sen delisin yaa valla nasıl heycanlandım ya okurken üff neler olcak acaba :) yeğenlere annenle babanız benim sayemde pu ha haaaa :))) ah bi sakin olabilsen bi aşık olmayabilsen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sakin cool kızı oynamak istedim. ama aşk bende salaklık yapıyor. :D

      Sil
  5. Yanıtlar
    1. güzel geçti. hatta bence harika. hatta azıcık yazdım da :D

      Sil