Kocası Almanya’ya çalışmaya gitmiş, seni aldıracağım deyip, boşanma
kağıtlarını kendine tuvalet kağıdı yapan kadınlar gibiydim. Ya gel ya da bak
bana hayırlı kısmet kategorisinden mis gibi çocuklar buluyorlar kuş yuvadan
uçar dedim. Gönül istedi benim hasretime dayanamadı ondan geldi diyeyim ama gönlü
bu devirde kim takıyor ki. Konuşacak çok şey var diye ortalarda dolandı durdu.
Bana kalırsa yok. İşte güzelim gittim ama pişmanım seni beklettim ihmal ettim
desin yeter. Kızlar ya evlenme teklifi
edecek ya seni terk edecek dedi kısmet dedim ne diyeyim. Bende bu şans varken
evlenmek istemiyorum diye terk edilirim ya neyse. Gittik bunun evine, oturttu
koltuğa bağladı gözlerimi. Gözlerim açıkta konuşurduk falan dedim ama içimden
terk edilmeye giden bir yüzük çıkmaz diye dua ediyorum. Hayır ben adama hediye
diye uzaktan kumandalı süper ötesi bir araba almışım birlikte oynarız diye
planlar yapmışım, yüzük bizi ciddiyetimize fazla. Gitti geldi bir takırtı
patırtı dedim herhalde adamı çok zorladım Hannibal Lecter`a bağladı bıçak seti
ortaya çıkarıyor. Gözlerimi açtığında bir de ne göreyim dünyalar güzeli bir
köpek. Görünce aklım uçtu bir de sırnaşık minnacık yavru daha. Yarım saat sonra
anca kendime geldim de kimin diye sordum. Bana almış hep istiyormuşum,
yalnızlıktan sıkılıyormuşum hem bana arkadaş olurmuş. Yani tamam çok güzel
düşünmüş evet istiyorum ama bu bambaşka bir şey. Bir kere annem eve asla almaz
ki daha önce defalarca denedim gram taviz vermedi. Hem ben satın almak yerine
bir barınaktan kendime dost edinmeyi isterdim. Ben çok büyütüyormuşum evde
bakamıyorsam onda kalırmış. Ya sabah çıkıyor akşam kaçlarda dönüyor. Bunun yemesi
var içmesi var gezdirmesi var ki tüm gün eve hapsetmek ona büyük haksızlık.
Annesine götürürmüş zaten evde varmış iki tane daha. Ne diyecek kadına kız
arkadaşım bakamadı sana kakaladı anneciğim mi? Öyle rahat konuşuyordu ki bir de
çocuk yaparız arada büyür gider işte dedim adam deliye döndü. Sürekli her şeyi
tiye alıyormuşum, onu ciddi olarak dinlemiyormuşum. Hayır ciddi olmayan ben
miyim? Adama mantık denen şeyden habersiz. Baktım bizim hal kavgaya gidiyor eve
gidiyorum dedim, demez olaydım. Beni bırakmak için ısrarcı oldu, yağmur var,
trafik var, arabada kızgın iki boğa var. Nerde nasıl neyle başladı bilmiyorum
ama ilk defa adam benle resmen kavga etti. Sanki duymuyormuşum gibi bağıra
bağıra kulağımı yırttı. Ben onu hiç tanımıyormuşum. Onunla ilgili hiçbir şeye
dikkat etmiyormuşum. Ne yer ne yemez neyi sever bilmiyormuşum. Ama o ekşi
yediğimde ensemin sağ tarafının terlediğini, yalandan gülerken suratımın aldığı
ifadeyi, düşünürken kendi kendime konuştuğumu, sıkıldığımda dirseğimi
kaşıdığımı biliyormuş. Sevdiğim yemekleri, kimseye söylemediğim ondan
sakladığım şeylerin gölgelerini görüyormuş. Çocukmuşum, hala geleceğe dair
kararlı davranamıyormuşum. Sinirimden mi canım acıdığından mı bilmem gözlerim
baktım doluyor çek sağa inicem dedim.
Filimler de bırakmıyorlar, bırakanda geri dönüp alıyor ama bu film değil. Ciyak
ciyak ineceğim diyorum adamda tek tepki yok. Sonra bir baktım bir taksi
durağına yanaştı indirdi beni. Daha fazla tutamadım kendimi yağmurda var zaten
dedim koyverdim. Ağladım diye teselli eder sandım ama yok adam öküz. Aklım
olsaydı sevgili pozisyonu için bir başvuru formu hazırlar buna doldurturdum. Gerçi
adamda haklı beni öğrenen o, dikkat etmeyi onu öğrenemeyen ben. Bu erkek
milletinede yaranılmıyor. Kadın iğne iplik eder hayatlarını suç, kendi haline
bırakırlar suç. Onu bunu bilmem ama bana bağırmasını söylediği buraya
yazmadığım bin misli lafları ben hak etmedim, ettiysem de etmedim. Aklını
kullanıp başvuru formu hazırlasaydı.
30 Aralık 2017 Cumartesi
23 Aralık 2017 Cumartesi
koca mı para mı
Bizim bir meclis var zamanında sevgilim olmamasına
takmışlardı. Etrafta bana uygun gördükleri insanları gözlerine kestirip
ağlarına düşürürlerdi. Gel zaman git zaman Joker`i kabullendiler. Aradıkları
kriterlerin tamamını göstermese de bir şekilde onayladılar. Lütfedip izin
verdiler. Daha iyisini bulana kadar oyalanırmışım. Zaten Joker`de atari, playstation
çıkana kadar beni oyalayacak. Sevgilime at arabası muamelesi yapmaları etrafta Porsche
aramaları canımı sıksa da zamanında sevmişim bu kadınları bir şey diyemiyorum.
Meclisimiz annem hariç 5 deli kadından oluşuyor. Joker Amerika`ya gidince Joker
karşıtı propaganda anında başladı. Terk etmiş beni, ben daha iyisine
layıkmışım, benim gibi kız yalnız bırakılır mıymış. Ayıp yapmayın dememi
bekliyorsanız sizleri hayal kırıklığına uğrattığımı itiraf ediyorum. Haklısınız
dedim ya haklısınız. Hayır adam bir hafta diye gitti ne zaman gelecek belli değil.
Dedim bende akıl olsa başta dinlerdim sizi. Haklıymışsınız valla ne işim var
benim o itsiz sapsızla. Zaten aldatır beni o kaşı gözü ayrı oynuyor. Tabi
yeterli gazdan sonra ikinci aşamada ona neler yapsam onu tartıştık. Ben evrimin
son basamağına adım atmışım, kolumda dünyanın en yakışıklısı -ama en zekisi de malum
devir zeka devri- Joker`e bir zamanlar tribini atıyorum. Sonra
bir baktım önümde iki telefon biri esmer biri kumral iki yakışıklı. Ortak
meziyet zeki ve köşeyi dönmüşler. Yurt dışında tamamlanmış okullar, ülkenin iyi
şirketlerinde yaşlarından beklenmeyen koltuklar ve evlerinin arabalarının
ederi. Çünkü ben paradan bir boka değer vermeyen sığ ötesi bir insanım ya da bu
koşullarda emlakçıyım evlerin mevkileri ve fiyatlar benim için önem arz ediyor.
Kuyumcuda olabilirim çünkü ailenin altın takma potansiyelinden de bahsedildi. Yetmedi
birkaç güne karşıma kaynana adaylarım çıkartılıp kollarından boyunlarından
sarkan altınların geline de takılacağı vaat edilip, gayrimenkul sektörüne yaptıkları
yatırımlardan bahsedildi. Film nerde
koptu bilmiyorum ama gözüm döndü. Ya ben ne zaman bu insanlara paraya değer
veriyorum dedim. Ne zaman sevgilimden ayrıldım bana birini bulun evlenmek falan
istiyorum dedim. Ya ben insanların gözünden böylemi görülüyorum ya! Hepsinin
bir koca kaynana bilmem ne pişmanlığı bitmek bilmeyen dersleri var ve adı dünya
benim duygusallığımla değil para ve mantıkla dönüyor. Şakaya vuruyorum, kalp
kırmamaya çalışıyorum ama yetti. İnsanların hayat derslerini dinlemeye özen
gösteririm ama para ile ilgili bir hayat dersi parayı haklı çıkarıyorsa dinlemem.
Dünya üzerinde gördüğüm tek şey insanların din dil ırk diye yaptığı tüm ayrımların
birleştiği tek şey para. Birbirlerine katlanamayan insanların ortak
tapındıkları şey para. Hayatın başındasın daha hiç yoklukla sınanmadın
diyebilirsiniz haklısınız da belki. Aşk karın doyurmaz klişesini de
söyleyebilirsiniz ama parayı değerli kılan insanları ona yükledikleri anlam
bence. Paraya değil de insana vicdana değer verirsek para bir kağıt parçası
olmak dışında bir anlam ifade etmez.
Etiketler:
amerika,
ben,
günlük,
ilişki,
ilişki raporu,
Joker,
kız günleri,
kişisel blog,
kişisel gelişimim,
kişisel post,
koca,
öfke,
para
6 Aralık 2017 Çarşamba
ayrıldığımı haber vermeyi unuttum mu
Aşk hayatım ve Arap saçına dönmüş ilişkilerimle yine ben. Öyle
duygulardan bahseden bir tip değilim, her bokumu da etrafıma anlatan o yüzden
mecbur ceremesini internetin yok olmayan dünyası çekiyor. Kadın erkek
ilişkileri ile ilgili milyon film izledim ama hiç birinin sonu benim gibi
zavallı bir şekilde sonlanmıyor. Paketleyip sattıkları hayallerle büyüyoruz. Resmen
kadınlara komplo kuruluyor. Bize kötü davranan her erkek için izden hoşlanıyor
safsatasını ilk kim çıkardıysa umarım mezarında egzotik birkaç yılan seni
uyutmamıştır. Adam istemiyor seni işte daha nasıl desin. Ama olur mu altında
mana aramalar, kritikler yapmalar. Sanırsınız Nobel Edebiyat ödülü için satır
arası inceliyoruz. İki basit cümleyi 20 kız 4 ayrı grupla değerlendirip 50 ayrı
sonuç elde ediyoruz. Resmen 7 milyar insan Maslow`un sevgi-ait olma basamağına
takılı kalmış haldeyiz. 3 milyarının götü bezli desek 1 milyarını ortalığa
serpiştiririm. Bir hafta diye gitti Joker iki haftadır Amerika`da. Trump kadar
zalim. Kurnaz pislik. Benden kaçtığını ve sırf bu yüzden vizemin uzanmadığı bir
yere saklandığını düşünüyorum. Unutmuş bana söylemeyi ama işinden geçen hafta
ayrılmış. Bir gün arayacak beni “ya ben sana söylemeyi unutmuşum senden
ayrıldım” diyecek. Göt kafalı ben burda battaniyemin altında dondurma yerken o
güneşleniyor. Umarım o güneç senin geriye kalan beynini eritir de beni terk
ettikten sonra kimse hayrını görmez. Dön artık ya. Derin güneşlenmekse ben sana
bir sera yapar kış günü meyvede verdiririm.
Etiketler:
amerika,
ben,
blog,
blogger,
günlük,
ilişki,
iş,
Joker,
kız günleri,
kişisel blog,
kişisel gelişimim,
kişisel post,
nobel,
sevgili
4 Aralık 2017 Pazartesi
yaşım değil o bir iki rakam
24 yaşında yaşlanmış hissetmek için çok genç değil miyim?
Bugün bir videoda 24 25 yaşında olduğunu
sandığım biri laf arasında 21 yaşında olduğunu söyledi. 21 yaşında.
Benden üç yaş daha küçük. Üniversite öğrencisi. Sonra bir filmde mezar taşı
üzerinde 1991 yazıyordu. Film boyu karakterin 25 26 olduğunu düşünmüştüm. Ben
çocukken bütün ünlüler benden büyüktü. Şimdi dünya starı olma yolunda giden
tipler benden küçük. Riri`nin Chris`den dayak yediği yaştan üç yaş daha
büyüğüm. Daha liseli filmler izlerken ne ara 7 yıl geçmiş üstünden. Zaman bu
kadar çabuk geçerse bir bakmışım elimde terlik torun kovalıyorum. Uyuz mezun
olana kadar torunum olur diyordum gerçi o da olmadı. Ya resmen müzik
piyasasının yarısından yaşlı olma kıvamına geldim. Annem Shakira Beyonce
dinlemiyor diye söyleniyordum, çağa ayak uydurmamakla suçlardım yeni nesil için
onlar bile fi tarihinde kalmak üzere. Gerçi Madonna`nın hakkını yemeyelim. Annemi
beni üzerine torunlarımı yakalar. Aslında mevzu ölen çocuğun mezar taşı bile
değil. Mevzu saçımda çıkan iki beyaz. Toplamda dört beyaza ulaşan saç telleri
beni resmen mezar yeri seçmeye itiyor. Ya yaşlanmasak ne olurdu sanki. Bugün beyaz
çıkarsa yarın yüzüm kırışır sonra elinde iğne olan herkesin kapısına botox diye
koşarım. Karma olayı falan doğruysa bir sonraki yaşamım için siparişim yılan
olmak. Deriyi at kırışıklıktan kurtul. Tam diyorum vücudumu seveyim, onu
benimseyeyim, kendimi kabulleneyim diyorum beyazlarım gözüme gözüme batıyor.
Tebrikler küresel güçler! Güzellik anlayışınızı ruhumun derinliklerine kadar
işlemişsiniz. Ne kadar mızmızlansam da işin gerçeği yaşın sadece yan yana gelmiş
birkaç rakam olduğunu düşünüyorum. Benim
ne olduğumu kim olduğumu ne hissettiğimi belirlemiyor. Davranışlarımı yaşıma
göre düzenlemem gerektiğimi hissetmiyorum. Eh tabi bir iki beyazım olmasaydı ve
o sayı biraz daha küçük olsaydı mutlu olurdum.
Etiketler:
amerika,
ben,
blog,
blogger,
günlük,
kadın,
kişisel blog,
kişisel gelişimim,
kişisel post,
yaş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)