Annemler evde yokken en çok sevindiğim şey tüm hafta sonu
yatakta kalabilecektim ve annem “Kalk artık yatağını topla.” diye sıradan
söylevlerine başlamayacaktı. Minicik küçük hesaplar peşindeydim. Ama cumartesi demediler iş için sabahın köründe
yine aradılar. Direndim ama iş beklemez tabi.
Eh annemde temizlik falan deyince mecbur kol paça sıvayıp giriştim. Biz kadınların
zavallı kaderi değil miydi temizlik? Çekmeyen var mı ki? Kızlar gelecek diye
markete gittim, deli gibi yemek yaptım. Dahi ile Skype da lak lak yaptığım
vakit bile bir yandan odayı topladım. Ama güzelim yemeklerim elimde patladı. Tok
geldi haspalar. Sabaha kadar durmadan konuştuk ve yaptığım üzerine onlara
satabildiğim pasta ve kurabiyelerden yedik. Muhabbet yine döndü dolandı bana
geldi. NilKuşu kafaya koymuş tanıştıracaklar listesine beni ikna etmeye. Yok
şöyle iyi yok böyle iyi. Tanışsam ne olurmuş, ne zararı varmış istemezsem olmazmış.
Sorun o değil ki! Sorun ben kimseyi istemiyorum. Ama onlara göre öyle değil. İzin
vermiyormuşum kendime, karşımdakilere şans tanımıyormuşum, saklıyormuşum kendimi.
Doğru mu bilmiyorum ama bunaldım. O kadar ısrarcılar ki fena halde canımı
sıkıyorlar. Baktım susmuyorlar, havada aydınlanmaya başlamış, yatalım dedim. Bir
saat sonra tam 7:04 de Aslan aradı NilKuşu`nu.. kalk gel diye. Lan daha yeni
yatmışız, o kıçında pireler horul horul uyumuş. Kapattı telefonu daldık tekrar
uykuya. Üç saat geçti annem arıyor. Amcamlarla Uludağ`a gitmişler, fotoğraf
atmış bilmem ne. Ben evde kalayım, kar topu bile oynayamayayım o nispet yapsın
bana. Ah kalleş anam ahhhhh. Hem kıskandırsın hem de uyandırsın beni. Sabah
uykusunun bana olan nefretini sırtladım kahvaltı hazırladım. Çil yavrusu gibi
millet dağılınca da vurdum kafayı yattım. Uyandığımda ise böyle üzerimde garip
bir şey vardı. Kendimi yalnız, hüzünlü ve korkak hissediyordum. Gerçi uzun
süredir böyleyim ama yüzüme vurulmuş gibi şimdi. Belirsizlikler beni çok
korkutuyor. Sorumluluklardan bıktım. İnsanların sürekli bir beklenti içerisinde
olmasından usandım. Uyusam uyusam uyusam.
Aslında yazının başında dediklerine yorum yapıyordum kafamdan sonra sonu okudum ve bum! Kendi evime girdiğim andan itibaren bi depresif hallerdeyim diye bi posta başladım ama baktım ucu bucağı yok yazdikca moral iyice bozuldu sildim onu da konusu aynıydı seninkiyle sorumluluklar ve daha fazlasının gelecek olmasından korkma. nereden çıkıyor bu düşünceler bi anlasam ahh ah
YanıtlaSilarada ruhum böyle boğazlanıyor gibi oluyor. Çok fazla endişe duyuyorum ama nerden geliyor niye bilmiyorum. Canım hiç bir şey yapmak istemiyor. Ama hep zorundasın.
SilÇıktıkları yerlere geri sokulmalılar :D
İnsanın hevesi kalmıyor degil mi biriyle tanışmaya bile? Son paragraflardaki hisler hepimizin ortak sorunu mu acaba? Hazır uyusam diye yazmışsın ben onu icraate dökeyim bari :p
YanıtlaSilbenim yerime de uyu sen. İş yetiştirmeliyim sanırım sabahlayacağım. Hiç yapmak istemiyorum ama
SilGece yayınlanan postların tamamında mı var acaba bu karamsarlık yoksa şans eseri mi denk geldi :)
YanıtlaSilBenim ki kırk yılda bir olanından :D
SilTesadüf diyelim. Karamsarlık miktarı artarsa çekilmez buralar. :D
pazartesi sendromu deyip geçelim o halde :)
Silİş pazartesi sendromundan çıktı cinnete doğru yol alıyor :D
Sil"Uyku kusursuzca tasarlanmış harika bir kaçış yoludur" :)
YanıtlaSilÇok yaparım:D Sorunlar yok, iş yok, bıktım cidden..
SilBence senin uyumaya değil , uyumamaya ihtiyacın var. İş yaparken aslında bir nevi kendini dinle. Neler istediğini neler hissettiğini veya neler hissedemediğini. Senin bedenin değil ruhun yorgun canım. :)
YanıtlaSilne istediğimi bilmiyorum, beni ne mutlu eder bilmiyorum, ne hissettiğimi hiç bilmiyorum. O kadar yorgunum ki. Fark ettiğim ve bildiğim tek şey hepsinden herkesten kurtulmak kendimi kutuplara atmak. Penguşlarla falan takılmak.
SilHeey bu ne karamsarlık böyle. Bak ilkbahar geldi hava mis gibi. Gez toz keyfine bak uyumak yoook :)
YanıtlaSilNe havası ya. Kafamı bilgisayardan kaldıramaz oldum. En nefret ettiğim şey telefon ve bilgisayar olarak zirveye yerleşti.
SilYa uyku düzensiz olunca geliyor o iğrenç his, valla çok güzel tanımlamışsın. Zaman boşa geçmiş gibi, büyük fırsatlar kaçırmış gibi, toparlanmaya gücün yok gibi, böyle bir evden uzak kalmaya korkma hissi, homesick diyorşarmış ona. Ne bileyim güzel tarif etmişsin sen ya çok gıcık bir his o.
YanıtlaSilbıktım hakikaten ya. anlattığın her şey bünyemde mevcut. kutuplara gitsem penguşlarla takılsam
Sil