Gelsin çocukluğum. Öksürük şurubu. Ama tatlı değil bu
seferki. Böyle acımrak bir şey. Günde dört defa bu eziyete katlanmak zorundayım
sanırım bir süre. Annem kıçın başın açık dolanma, daha havalar soğuk demişti
de, ben söz dinlemedim tabi ki. Bugün iki sınavdan sonra kendimi hastaneye doğru
yönlendirdim. İki gündür deliler gibi öksürüyorum çünkü. Ciğerlerimi olduğu
yerde sevdiğim için gittim zaten. Bronşit falan dedi. aslında buraya bunlardan
bahsetmeye gelmedim. Sınavdan nasıl kaçılır isimli bir yazı yazıp okul
defterini kapatmışları maziye götürecektim. Ama ondanda vaz gesize Majo ve
Nyota`dan bahsedeceğim. Ders çalışmaya başlamadan önce bir meyveli yoğurt yemek
istedim. Aç ayı oynamaz, nasıl ders çalışsın? Yerken de birkaç zaplamadan zarar
gelmez dediğimde vefakar, çilekeş anne Nyota`ya rastladım. Majo için nasıl
çırpınıyor bir görseniz içiniz parçalanır. Yapayalnız kalmışlar tarafsız
bölgede. Avlanma sorunlarının yaşandığı bir dönem ve Majo bir gün daha sadece
süt içerse ölecek. Söyledim dimi aslan ana oğul bunlar. Ciddi ciddi belgesel mi
anlatıyorsun diyeceksiniz ama evet. Sinirlendim ve üzüldüm çünkü. Majo ve
annesini kimse sürüsüne almıyor. Hatta yaklaşamıyorlar bile tehlike diye
görülüyor. Majo`nun yaşıtlarıyla oyunlar oynayıp bir aslan nasıl olunur
öğrenirken o açlıkla savaşıyor. Annes bir av buluyor, onda da daha
kursaklarından geçmeden sırtlan sürüsüyle karşılaşmak zorunda kalıyorlar. Majo
yemese ölecek, daha fazla dayanamayacak; yemeye devam ederse de bir başlarına
kalmış ana oğlu sırtlanlar harcayacak. Bu belgeseli çekenlere de aferin hani.
Lan koskoca BBC sponsor, iki kilo et alıp veremediniz mi hayvana? Bir erkek
aslan sahip çıkar diyen varsa bu Türk filmi değil ki. Erkek aslan demek
Majo`nun ölmesi demek. Erkek aslanlar kendi yavrularının bile dörtte birini
öldürüyor. Bak bunu su aygırları da yapıyordu. Sırf dişinin ilgisi için.
Belgesel bitti ama Majo`ya ne oldu öğrenemedim. Bir sürü erkek aslan olma
dersini kaçırdı, oynayamadı, yapayalnız kaldı. Nyota desen yavrum yemedi
yedirdi, avladı getirdi. Bana da ne olduysa resmen belgeseli izlerken gözlerim
doldu. Ama çok tatlıydı kıyamadım be. Gerçi fark ettim ki bizde aynen böyleyiz.
Biz kan dökmeden sosyal yaşama aynı bunu uyguluyoruz. Güçsüzden kurtul. Yarın sınavda
da Nyoya`dan bahsedip tribünlere oynamayı düşünüyorum.
Nyota için yetkilileri davet ediyorum. Bi hesap numarası açalım, herkes bağış yapsın. Nyota'yı okula yollayalım, o da yaşıtları gibi eğitim görebilsin.
YanıtlaSilKimi aslan 2 liran var mı, otobüse bineceğim diye dolaşırken kimi aslan özel helikopterimi hazırlayın diyor. Adaletin yok be dünya! Dualarımız seninle Nyota!
Nyota müthiş bir anne. Ya bir görsen Majo o kadar tatlıydı ki. Bu büyüyecek kocaman bir şey olacak, hatta seni görse midesine indirir demezsin.
SilYalnız bazı iki liralar da iki liradan bol oluyor. :D
Geçmiş olsun... Kendimi suçlu hissettim bak, aklım sende kalmıştı, sınavların yetmediği gibi, hasta olmuşsun bir de... Kendimi nasıl affettirsem acaba...
YanıtlaSilSen belgeseli anlatırken gözümde canlandı bu arada. Sanırım yazının en çok o bölümünü sevdim, belgesel seyretmek beni acayip dinlendirdiği için seviyorum. Ama bir şey farkettim, sen belgeseli analtırken... Sanki biraz duygusallık ve burukluk var üstünde?
Hmmm, sanırım kendimi nasıl affettireceğimi de buldum... Fazla vakit harcamadan, yeni bölümü yazayım, en azından merakına çare olabilirim :) Belki duygusallığına ve burukluğuna da iyi gelir :)
Hasta olunca nedense böyle oluyorum. Yalan söylüyorum tamam. Kızlarla nane limon halimiz geçti ama etkileri üzerimde sürüyor. Geçer yakında sanırım.
SilBelgesel bende çok seviyorum ya. Ama bak Sidikli var kardeşim o tam manyak bu konuda. O gelince sabaha kadar oturup izliyoruz :D
Ben görene kadar yazmışsın bile. Suçlu hissetme hiç :D ya da hisset şu Arzu baya merak konusu bende :D suçlulukla hikaye yazman doğru orantılı anladım kullanırım :D
2 belgesel var hiç unutmuyorum onları. Birinde maymunları anlatıyor, yaşayışları, birbirleriyle olan ilişkileri falan. İçlerinde hamile bir tane orangutan var doğumu yaklaşmış böyle kıvranıyor kendi halinde. Aha dedim anne olacak oy çok şirin falan ama ölü doğum yaptı. Rahat bir yarım saat içli içli ağladım o anne bebeğinin ölü olduğunu reddedip kucağına alıyor, sarılıyor, temizlemeye çalışıyor falan ama kesinlikle bırakmıyor başına bir iş gelir diye. Çok kötü olmuştum onda.
YanıtlaSilDiğer bir belgeler aslanlarla ilgiliydi. Onda da çocukluktan yetişkinliğe bir aslanı izliyorduk böyle çok cesurdu, güzeldi, güçlüydü falan her şeyini gördük ettik sonra bizondu sanırım büyük boynuzlu hayvanlardan biri çenesini kırdı. Belgeselin geriye kalan kısmının tamamında biz o bebekliğini bildiğimiz aslanın açlıktan ölümünü izledik. Onda da hiçbir şeyde ağlamadığım kadar ağladığımı hatırlıyorum. Kimse de çıkıp tedavi ettirelim yok yemek verelim olayına girmemiş bir de. Tamam doğanın kanunu bu ama elde imkan varken değerlendirmemek neden? Bak yine çok kızdım -_-
Bende en çok ona kızdım zaten. Çekiyorsun ordasın anlatıyorsun ama yardım etmiyorsun. Haksızlık bence bu. İmkan var işte. Birde böyle acıklı acıklı anlatıyor ya ses. hiç samimi gelmiyor. Ama gözleri bakışları resmen içimi parçaladı. Minnacıktı ya. Bir annesi vardı. Yapayalnız.
SilBende bir belgeselde ağlamıştım. Filin etrafını sanırım dişi aslanlar sarmıştı. Tabii kaçması imkansız gibi bir şey derken biri üstüne çıktı filin hayvanı canlı canlı resmen yedi ya her etinden parça koparılışında benimde canımdan can gitti :(((
YanıtlaSilDikkat et kendine gerçi bugün bende çok kötüyüm. Gerçi suç bende de neyse :)
Yav bir de en üstteki yorumu yapan kişi hayvanlarla dalga geçmiş sanırım. Duyarlı olmak onlar için üzülmek ne zamandan beri dalga konusu haline geldi anlamadım.
Kutup ayısı vardı birde ona da üzülmüştüm. Bir de böyle bembeyaz tüylere kırmızılık hiç karışmamıştı. ya keşke öldürmeden beslenme olsa. çok hoş olurdu.
SilGeçmiş olsun. Umarım önemli bir şey değildir.
Yok yok o öyle yazar. İğneler. Dalga geçmek değil yoksa amacı. bak bloguna onun o hep öyle :D
Sağ ol komşu bugün daha iyiyim peki sen?
SilEvet ya ama maalesef mümkün değil sanırım. Hayvan sonuçta gene hayvan :)
Hımm bende dalga geçti sandım. İnsan hassas olduğu konularda herkesten aynı hassasiyeti bekliyor. Ama tanımadığım için yazım tarzının öyle olduğunu bilmiyordum.
Neyse komşu kendine dikkat et sen bize lazımsın :)
Benim ciğerler, bu hastalık boyunca dışarı çıkıp biraz dolaştıktan sonra geri döndüler. Çok havasız kalmışlar içeride. Geçmiş olsun, bol bol su iç ve yat tamam mı?
YanıtlaSilÜç yaşında bir erkek kardeşim var, Lady. Bu yaşta en büyük eğlencesi belgesel izlemek. Böyle aslanlar, ceylanları falan yediği zaman kahkaha atıyor. :D Şiddetten zevk alıyor çocuk. Ailemin yanına gittiğim zaman, birlikte bir belgesel izledik. Bir fil yavrusu var, yeni doğmuş, ama yürüyemiyor. Annesi çok çabalamasına rağmen yürütemedi. Sürü de gidiyor ve yavruyu orada ölüme bırakıp, sürüyü takip etti anne fil. Kardeşim gözleri kocaman açılmış bir biçimde ekrana bakakaldı. Sonra bastı çığlığı. Televizyonun önüne geçip, anne file vuruyor. Yavru fili gösteriyor, gitme diye ağladı öyle. :/
Böyle yaşama savaşı olan belgeseller fazla duygusal oluyor.
Drama sen bunu sürekli çekiyordun nüksediyor dimi? çok fena bir şeymiş ya. Öksürmekten uyuyamıyorum resmen. Annemler rahatsız olmasın diye sesi kısık tutmaya çalışıyorum ama yok. Annem gece on kez geliyor ses kesilince bir şey oldu sanıyor. O hale geldik :D
SilBen o kardeşi yerim. Poposunu kollarını ısırırım :D
Yavrum ya kıyamam ben ona. Aileniz sizin hep böyle. İçinize bolca merhamet üflemişler.