22 Nisan 2015 Çarşamba

hepsi maydanoz için


Herkesin pazartesi sendromu var benimse Çarşamba. Dört yıllık üniversite hayatımda her dönem Çarşamba günleri sekiz buçukta dersin oldu. Bu dersler beşten öncede bitmedi. Bu dönem dörtte bitiyor diye sevindim. Düşünün bendeki mağduriyeti. Bu Çarşamba ise hocanın bir toplantısı var diye yarım saate bitti son dersim. Geleneksel Çarşamba basketbol günlerini iki saat öne çektik. Hatta daha sabah gelen Sidiklimi de çağırıp deli gibi eğlendik. Eve dönerken bunca sporla giden kalorileri geri kazanmak için Pasta Sanatıdan macaron aldık. Çok seviyorum ya böyle renkli renkli. Mutlu mesut eve dönerken elinde poşetlerle sokak arasından çıkan teyzeleri gören Sidiklinin aklına dahiyane bir fikir geldi. Pazara gidelim. En son çocukken gitmiştim sanırım. O zamanlar anneme yalvarırdık gitmek için götürmezdi, bizi evde bırakırdı. Resmen cümbüş yeri. Her yerden bir “Gel abla!Gel gel"sesi yükseliyor. Millet bir şeyler seçiyor. Baya eğlenceli bir ortam. Anneme bir şey lazım mı diye aradık, annem vurmadı öldürdü. Bir de elli bin defa “Aman çantanıza dikkat edin. Cüzdanını çaldırırsın bak. Telefonunu çantana koy.” Çantayı çalınca sanki telefonu bırakırlar. Ama annem yaklaşık yedi dakika boyunca tembihlerinden bizi mahrum etmedi. Sonunda telefonu kapatınca semiz otlarına, nanelere, fesleğenlere kavuştuk. Ot ağırlıklı bir alışveriş yaptık. Annem bizi meğer baya ot sever yetiştirmiş. Semiz otuyla meğer ne büyük aşk yaşıyormuşum. Yalnız meyve sebze seçme konusunda eksiklerimiz varmış onu fark ettim. Patlıcanı nasıl seçmem gerekiyor bilemedim mesela. Ablanın birinden rica ettim, kadın baya profesyonel anlattı. Bir iki kendi seçti, sonrada bana seçtirtip doğru anlamışmıyım baktı. Sonra gülüp “Öğretmenim ben meslek alışkanlığı” dedi. yalnız şunu anladım hayat cidden pahalı. Her şeyin kilosu dört lira beş lira. Ben en son çocukken pazara gittiğimde domates beş yüz bindi. Eski para vardı, o kadar olmuş hani. Tek maaşla ve bu sadece asgari ücret olanlar nasıl yaşıyor? Adamlar mucizeye imza atıyorlar bence. Adamlar o parayla ay çıkarıyor, biz üç beş sokağı aklımızda tutamayıp çıkamadık, kaybolduk. Abla kardeş azıcık salağız. Zaten akıllı olsak o yorgunluk üstüne oraya girmez, annemi istekleri için aramaz, bu kadar şeyi tükenmiş kollarla taşımaya kalkmazdık. Ama azıcık akıl olsa bende sırf Sidiklinin maydanoz aşkı uğruna geri dönmezdim. Sonuçta kural ihlali yüzünden ceza niyetine onu potaya asmadılar.
Not: klavyede parmaklarım zor olsa da şu yazıyı yazabildim. Eğer birkaç yazı okuyup yorum yapabilirsem başarılı, Sidiklinin saçlarını öremeyi becerebilirsem süper, belgesel geleneğimizde uyumayı başarabilirsem de muhteşem bir insan olarak tarihe geçerim ben.

30 yorum:

  1. Çarşamba günleri ben de 9-5im. Tam bir memurum :) canlarım benim akıllarından ne geçmişse böyle doldurmuşlar günümü -hoş arada 3 saat boşum var ama neyse-
    Mesleki deformasyon cidden olan bir şey ama kadının orada sana seçme yapmayı öğretmesi hiç şaşırtmadı beni ahahahaha ben de yolda giderken kuru dal, yaprak ya da eğik bitkiler görüyorsam düzeltiyorum ya da bir yerde uygulama hatası varsa anında dile getiriyorum falan oluyor bunlar. Her boş araziye bir şeyler yapma olayım da ayrı tabi ahahahahahaa bu bölüm beni çok yordu çoookkk
    Benim annem de pazar konusunda öyle. İşte ben çocukken 1-2 gitmiştik sonra kadın beni evde bırakmaya başladı. Ben bir daha pazara seneler sonra arkadaşımla birlikte giysi alışverişi yapmaya gittim şimdi de her hafta gidip sebze meyvemi pazardan alıyorum aahahahaha. Yerli halkla iç içe olunca bir de öğrenci olduğunu anladıklarında tam anlamıyla melek oluyor o satıcılar çok seviyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende yemek yemek için bile boşluk yok. hatta farklı binalarda diye koşuyorum ben :D
      Bir ben mi benimseyememişim ya olayı :D Odaklanamıyorum işte :D
      Ne güzel ya:D Bilmem benimde hoşuma gitti pazar olayı. böyle bir sürü tipte insan var. Satıcılar baya komik :D
      Tanıyınca iyi ürün veriyorlarmış, öğrencisinde kıyamazlar sana :D

      Sil
  2. İnan benim de aklım hiç almıyor asgari ücretle çalışan insanların nasıl geçindiğini... Gerçekten çok pahalı her şey... Temel ihtiyaçları karşılamak bile zor, bırak lüxü neyin... E iyi etmişsiniz pazar alışverişi filan;) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bugün cidden anladım. Sadece dört ürün alsa yirmi lira kafadan gidiyor. Meyve sebze seçmeyi öğrendik :D

      Sil
  3. Bunu sürekli söylemeyi sevmiyorum ama, ABD'ye geldikten sonra ne kadar pahalı bir hayat yaşadığımızı daha iyi anladım ve bu durum beni çok üzüyor eninde sonunda ülkeme döneceğim için...
    Bir de, "ot sever" terimini okuyunca aklıma gelen şeyin beni neden gülümsettiğini tahmin edebilirsin :)
    Veeee, son olarak... O görseldeki hatunların bacakları ne güzel yahu öyle :) İçim eridi resmen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde her şey pahalılaşıyor, ucuzlayan hiç bir şey yok. Hazır ordayken keyfini sür. :D
      hahah bak gözlerim parıldamış olabilir :D
      İtiraf bende beğendim :D

      Sil
    2. Poker oynayasım geldi :D

      Sil
    3. Al iste bilmedigim bir sey daha ogrenmem lazim :D
      Kizi arayip yarin isimlerini icine ne konulur onlarida ogrenecegim. Ondan sonta tekrar goruselim :D

      Sil
  4. Çarşamba günleri benim de bunalım günüm. Dersim öğlen 12'de bitiyor ama 1'den 6'ya kadar piyano ile alıştırma yapmam gerekiyor. Gün sonunda parmakları ters dönmüş bir insana dönüyorum. :D

    Geldiğim ülkede de pazar kültürü var ama Türkiye'de satıcılar böyle bağırıp seni tezgaha çekmeye çalışıyorlar ya, bayılıyorum. Pazarları fazlası ile seviyorum. Evimin yakınında hem salı hem de cuma günleri pazar kuruluyor ve o günler birkaç defa pazara uğruyorum. Fileden torbam bile var. :D

    Biz de "her türlü otu" severiz. :D

    Türkiye'de hayat çok pahalı. Bazen maaşım ay sonu gelmeden bitiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çarşamba sendromu yakında çok popüler olacak :D
      Baya sloganlar maniler yapmışlar ya :D Hoşlandım. Erken geldikçe bende gideceğim :D
      Ot güzeldir :D
      Annemler nasıl evi çekip çeviriyor ben anlamadım :D

      Sil
  5. Hayatim boynca hiç sevemedim pazarları. Insanlar geçmeme bile izin vermiyor eziliyorum resmen orda. Ya bi de yagmurluyken pazara gittiniz mi hiç?? Çadırların üstüne biriken sular üstünüze döküldü mü kafanızdan aşağı?? Bilemezsiniz.... :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bugün yağmur vardı ama biz altıdan sonra ancak eve gelirken uğradık ıslanmadık :D
      Bilmem bu pazar kalabalıktı ama ezilme olayı hiç olmadı. Şanslıymışız biz. Yoksa ben katlanamam öyle ezilmeye kesin olay çıkarırım. :D

      Sil
  6. Hayatim boynca hiç sevemedim pazarları. Insanlar geçmeme bile izin vermiyor eziliyorum resmen orda. Ya bi de yagmurluyken pazara gittiniz mi hiç?? Çadırların üstüne biriken sular üstünüze döküldü mü kafanızdan aşağı?? Bilemezsiniz.... :((

    YanıtlaSil
  7. Ben de yaklaşık bir aydır dadanmış durumdayım Pasta Sanatı'na. En son üzerinde şekerden havuçlar bulunan bir muffin çelmişti aklımı. :) Sebze seçmek de gerçekten ciddi bir iş. En son mahallemizin manavı görevini de üstlenen markette en güzel patlıcanları seçti bize bir şey bırakmadı diye laf yemişliğim var bir teyzeden. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel hepsi. Hiç bıkmadan yiyebilirim ne varsa :D
      hahah ben o kadar iyi değilim annem bir keç şeyi beğenmedi bu böylemi seçilir dedi. Öğrenirim zamanla diye umuyorum. Sen de teyzelere de bırak ayıp :D

      Sil
    2. Ben azaltma kararı aldım, aynı şekilde devam edersem bisiklet süremeyecek hale gelmekten korkuyorum. :) Sebze seçmeyi öğrenmenin yolu da yemek yapmaktan geçiyor bence inatla.

      Sil
    3. Ben hep evde ne sebze varsa onları kattım :D Gerçi ben yemek yapmaktan ziyada pasta börek çörek :D
      NOT : Bu kız bisiklette süremiyor :D

      Sil
    4. Umarım karşına hep güzel yemek yapan insanlar çıkar. :) Yemek yapmak neyse ama bisiklet sürmek halledilmesi gereken bir eksiklik bence. Çok şey kaçırıyorsun. :)

      Sil
    5. Denedim. Bir arkadaşım zorla öğretim büyük ada turunu tamamlattı. sonra ben günlerce morarmış bacaklarla gezdim o pedal ayağım kayıp durdukça öldürdü. aradan bir ay geçti bir kez daha denemek istedim. Hani diyorlar ya bisiklet sürmek gibi unutulmuyor falan. Ben onu resmen çürüttüm. Beş saniye dengede kalamayıp düştüm :D
      Güzel yemek yaptığım söylenir ama sevmiyorum yapmayı :D Bence karşıma seven ve iyi yapan çıkartsın :D

      Sil
    6. Yalnız, başlamak için zorlu bir parkur seçmişsin zaten. Kaymayan bir pedal ve mümkünse daha kolay bir parkurla tekrar denemeni tavsiye ederim inatla. :) Sevmeyen birine yemek yaptırmak bence ayıp zaten. Genellikle mutfağa koşup işleri devralıyorum ben öyle zamanlarda. :)

      Sil
    7. Yemek yapmak ruh hali işi bende. Keyfim iyi olmalı, yemek yaptığım insanları sevmeliyim ve yaz sıcağı olmamalı :D
      Ne güzel ya:D Babamda yemek yapar yapmayı sever ama o mutfaktaysa bizi sokmaz :D

      Sil
    8. Sanırım babanla benzeşiyoruz mutfakta yalnızlığı istemek konusunda. :) Ruh halinin yemeğin tadını bile etkilediğine şahit oldum çok.

      Sil
  8. Bende maydanozu saçlarınıza falan süreceksiniz de o yüzden maydanozla baya macera yaşadınız sandım. (Nasıl hayal dünyam varsa arık :P)

    Bizde arkadaşlar evlenmeden önce çok giderdik. Ama çok yakın pazar. Gerçi şimdilerde kuzen rica minnet zar zor götürüyor beni :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahaha yok ya. En son Sidikliyle bal tarçın maskesi yaptık Sidikli suratını yalayıp durdu :D
      Bize de yakın sayılırda ne bilim gitmiyoruz hiç. Annem çocukken götürmezdi ezilmedir millete rahatsızlık vermedir falan olmasın diye. Bizde de aa gidelim olmadı büyüyünce. Ama sevdim mi evet sevdim :D Yalnız ben küçükken hatırlıyorum sınırlı sayıdaki tecrübemde pazarlık vardı. Şimdi onu göremedim :D

      Sil
  9. Valla ne yalan söyleyeyim fotoğrafı ve başlığı görünce ben de saçlara maydonozlu bir şey yapacaksınız sanmıştım :) Pazara gitmeyi ben de severim, herkes nefret eder genelde ama ben seviyorum. Annemle gitmeyi pek sevmem tabi çünkü o bir sürü şey alıyor taşıma derdi var. Ben kendi evime kendim almayı seviyorum. Sen bir de buradaki(Kıbrısta) fiyatları gör! Her şey çok çok pahalı, domatesin kilosunun 7lira olduğunu hatırlıyorum. Ben pek ot sevmem ama tereye bayılırım. Kahvaltıda muhteşem oluyor, tavsiye ederim. Ayrıca benim de ptesi sendromum yok, açıkcası ben başlangıçları sevdiğim için özellikle pazar ve pazartesi günlerini çok severim. Ders programının yoğunluğu yüzünden ve hafta sonuna ne yakın ne uzak ne olduğu belli olmadığı için çarşambayı sevmiyorum ben de.

    Bu arada yazımını çok beğendim. keşke daha önce açıp baksaymışım, spotty'de yorumlarını hep görüyorum adın tanıdıktı ama hiç bakmamıştım valla pişman oldum =/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O doğal bakım işlerinden hiç anlamıyorum ama bir arkadaşım meraklı arada yapıyoruz :D
      Pazarı sevdim. Çocukken ne gözümde büyütürdüm. Annem çok yalvarırdım götürmezdi. Taşıma işi ama çok zor ya. Kol kalmıyor.
      Harbi pahalıymış be ben birde dört beş liraya laf ettim. Ama Kıbrıs`ta her şey daha pahalı diye biliyorum.
      Pazartesileri bende severim. Cumalar cumartesiler favorimdir ama çarşamba bence toptan kaldırılmalı. :D
      Şimdi cahilliğime ver spotty`de yorum ne hiç bilmiyorum. :D Teşekkürler hatalarım affola farkındayım noktalamadır gramerdir hatası bolda yuvarlanıp gidiyorum :D

      Sil
    2. Karıştırman normal çünkü ben seni lily ile karıştırmışım. Spotty'nin blogundan Lily'ninkine oradan buraya geçmiştim sanırım. :) İkinizinkini de peş peşe okudum çünkü, son bir haftadır pek şapşalım da her şeyi karıştırıyorum ve acayip hafıza kaybım var =/

      Sil
    3. Lily, Lady evet karıştırılmaya müsait. Ama biz birbirimizi çok severiz boş ver karışıtır gitsin :D

      Sil
  10. Eee muhteşemlik mertebesine ulaşabildiniz mi Lady'm ???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nerdeeee :D Bugün geç geldim eve ben geldiğimde pazar falan yoktu :D
      Ama annemin kart kalmış bunlar dedikleri üzerinde çalışacağım :D

      Sil