Stajda tanıştığım bir kız var. Orada asistanlık yapıyordu. İstanbul`da doğup büyümüş ama ailesi ayrılınca annesiyle başka bir şehre taşınmak zorunda kalmış. Çünkü çarpık erkek zihniyle baba tüm mal varlığından kurtulup anneye beş kuruş para bırakmamış. Babalık görevinin de döllenmeden sonraki evresinden bir haber yaşamış. Yaklaşık bir yıldır da asistan İstanbul`da yaşıyormuş. Teyzesi aman tek başına yaşayamaz, ben varım burada demiş. Kızda belli bir kira verme karşılığı kabul etmiş. İyi yürekli teyze almam demiş ama zorla da olsun bırakmış. Nereye gelmeye çalışıyorum ben onu anlatayım. Kız annesinin yanına birkaç günlüğüne gidince de annesini arayıp “Sakın kızı geri yollama. Hastalanıyor burda bak. Panik atakları arttı. Aman sakın yollama. Ona da bir şey söyleme.” Kızı bu sözler yüzünden tuvaletten ağlarken buldum. Yoksa öyle merhabadan fazla tanışıklığımızda yoktu. Ben stajyer, o yüksek topuklular sınıfına mevcut. “Benden nasılda bıkmış. Hâlbuki hiç bir şey hissetmedim. Bir yıldır tek bir atak bile geçirmedim. Sürekli ben senin annenim diyen bir kadın niye böyle yaptı, ne yaptım ben?” diyor. Cevap açık değil mi? Misafirperverliğimiz yüze karşı. Arkadan gitse de bir kurtulsak diyoruz sadece. Niye bu kadar iki yüzlüyüz? Poh pohlayarak ağırladığımız misafiri, bize arkasını döner dönmez niye “sonunda gitti” uğurluyoruz. Hepsinde çoğul konuştum çünkü benimde yaptığım oldu. Şehir dışından gelip haftalarca kalan oldu. Ama bunlardan keşke gitmese dediğimde oldu, gider gitmez göbek atmaya başladıklarım da. Oh be dediklerim; evi otel niyetine kullanan, her dağınıklığı kat görevlisinin gelip temizleyeceğini sananlardı. Yaptıkların için bir teşekkürü fazla gören, hatta bir tebessümü. Bir de sanki görevinmiş de iyi yapamamışsın gibi her boka burun kıvıranlar. Lan ben çaya gitsem, kalkıp yardım ediyorum, üstüne toplamadan çıkmıyorum. Teyze hanım rahatsız oldu ne diye yüzüne karşı söylemiyor ki? Sen söylüyor musun derseniz 100 kişiden 1`ine. Ama teyze yeğensek bunun aramızda sorun olmaması gerekiyor. En azından bizde öyle. Şimdi kız fırlamış emlak fiyatlarıyla ev bulmak zorunda. Annesi de ne yazık ki kanser ve yanına gitme sebebi de oymuş. Tedavi için İstanbul`a yanına alacak. Gerçekten kötü olaylar birbirini çekiyor. Kızın aklındaki en parlak fikirse part time iş. Huhu zaten bütün gün iştesin. Ne ara diyorum ama akşamları hafta sonu diyor. Elimden de bir şey gelmiyor ki. Tek yapabildiğim dinlemek oldu, bir de bu ay ki vicdan muhasebemde borç içinde battığımın farkına varmam.
7 Eylül 2014 Pazar
stajımın son günü hoş çakal patisi bekliyordum
Stajda tanıştığım bir kız var. Orada asistanlık yapıyordu. İstanbul`da doğup büyümüş ama ailesi ayrılınca annesiyle başka bir şehre taşınmak zorunda kalmış. Çünkü çarpık erkek zihniyle baba tüm mal varlığından kurtulup anneye beş kuruş para bırakmamış. Babalık görevinin de döllenmeden sonraki evresinden bir haber yaşamış. Yaklaşık bir yıldır da asistan İstanbul`da yaşıyormuş. Teyzesi aman tek başına yaşayamaz, ben varım burada demiş. Kızda belli bir kira verme karşılığı kabul etmiş. İyi yürekli teyze almam demiş ama zorla da olsun bırakmış. Nereye gelmeye çalışıyorum ben onu anlatayım. Kız annesinin yanına birkaç günlüğüne gidince de annesini arayıp “Sakın kızı geri yollama. Hastalanıyor burda bak. Panik atakları arttı. Aman sakın yollama. Ona da bir şey söyleme.” Kızı bu sözler yüzünden tuvaletten ağlarken buldum. Yoksa öyle merhabadan fazla tanışıklığımızda yoktu. Ben stajyer, o yüksek topuklular sınıfına mevcut. “Benden nasılda bıkmış. Hâlbuki hiç bir şey hissetmedim. Bir yıldır tek bir atak bile geçirmedim. Sürekli ben senin annenim diyen bir kadın niye böyle yaptı, ne yaptım ben?” diyor. Cevap açık değil mi? Misafirperverliğimiz yüze karşı. Arkadan gitse de bir kurtulsak diyoruz sadece. Niye bu kadar iki yüzlüyüz? Poh pohlayarak ağırladığımız misafiri, bize arkasını döner dönmez niye “sonunda gitti” uğurluyoruz. Hepsinde çoğul konuştum çünkü benimde yaptığım oldu. Şehir dışından gelip haftalarca kalan oldu. Ama bunlardan keşke gitmese dediğimde oldu, gider gitmez göbek atmaya başladıklarım da. Oh be dediklerim; evi otel niyetine kullanan, her dağınıklığı kat görevlisinin gelip temizleyeceğini sananlardı. Yaptıkların için bir teşekkürü fazla gören, hatta bir tebessümü. Bir de sanki görevinmiş de iyi yapamamışsın gibi her boka burun kıvıranlar. Lan ben çaya gitsem, kalkıp yardım ediyorum, üstüne toplamadan çıkmıyorum. Teyze hanım rahatsız oldu ne diye yüzüne karşı söylemiyor ki? Sen söylüyor musun derseniz 100 kişiden 1`ine. Ama teyze yeğensek bunun aramızda sorun olmaması gerekiyor. En azından bizde öyle. Şimdi kız fırlamış emlak fiyatlarıyla ev bulmak zorunda. Annesi de ne yazık ki kanser ve yanına gitme sebebi de oymuş. Tedavi için İstanbul`a yanına alacak. Gerçekten kötü olaylar birbirini çekiyor. Kızın aklındaki en parlak fikirse part time iş. Huhu zaten bütün gün iştesin. Ne ara diyorum ama akşamları hafta sonu diyor. Elimden de bir şey gelmiyor ki. Tek yapabildiğim dinlemek oldu, bir de bu ay ki vicdan muhasebemde borç içinde battığımın farkına varmam.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çok üzüldüm onun için keşke yapabileceğimiz bir şeyler olsa ve bir teyze üstelik kardeşi o şekilde hastayken yeğenine nasıl böyle bir şey yapabilir? Aklım almadı doğrusu.
YanıtlaSilben hiç anlamadım. gerçi niye şaşırıyoruz ki kendi anne babasına çocuğuna neler yapan insanlar var bu dünyada.
SilNe demeliyim bilmiyorum, gelen misafire karşı tutumlarımız hepimizin aynıdır ama bu kızcağız misafir değilmiş ki, bir süreliğine hayatını orada idame etmek zorunda kalmış.:( Keşke hasta annesiyle değil de, karşısına kızı alıp konuşsaymış. Allah yardımcısı olsun.
YanıtlaSilbu kadar rahatsız madem bunca zaman ne diye beklemiş. yumurtladığı vakitte bence çok manidar.
Siliyi niyetle söyleyip 3 5 gün geçtikten sonra değişen fikirlerimiz bunlar hep... insanoğlu hep böyle malesef
YanıtlaSilzaten işin kötüsü hepimizin yapması işte.
Silya ne borcu yaaaa. borca girmeee kendini üzmeeee durumlar nasııl :)))
YanıtlaSilkötü hissettim kendimi. ama bir abla var sevgilisi cafe işletiyordu ondan rica ettim. gerçi iyi mi olur bilemem çok çok çok yorulacak. ama bundan başka bir şey yapamıyorum.
Sil