Stajdan eve dönerken her gün o metrobüs denen çöp kutusunda
ezilen boş kutu gibiyim. Kendimi metrobüse bindiğim an fırında pişen tavuk gibi
hissetmeye başlıyorum. Ne zaman bitecek benim bu metrobüs çilem ya. Şu ara en
sevdiğim şey metrobüsten inmek ve temiz –egzoz ne kadar temizse- havaya
kavuşmak. Eve de laylaylom yürümeye başladım. Sonra baktım benim Matematikçim
her zamanki yerinde ama surat beş karış bekliyor. Onunla iki yıl önce tanıştım.
Yazın part time işimden dönüyordum tintini tintini. Gündüzde canım bir şeylere
sıkıldı dönüşte alışveriş merkezine uğradım ve bir ayakkabıya aşık oldum.
Ayakkabımı kucağıma alıp hızlıca evin yolunu tuttum. Akşam ezanı okunacaktı ve
ben o gün oruç tutup, susuzluktan ölüyordum.
Sonra yolda yürürken bir çocuğun ağladığını fark ettim. Bir yandan
ağlıyor, bir yandan yürüyor. Kirli elleriyle de göz yaşlarını silmeye
çalışıyor. Yaklaşıp ne olduğunu sordum “Gözüme uhu kaçtı.” dedi. Bakim diyorum
ama boncuk boncuk ağlıyor. Elleri kir içinde sürdükçe gözüne daha çok yakıyor
belli. Çantamda bir ıslak mendil kalmış aldım, sil ellerini, dokunma gözüne, gel
peşimden deyip büfeye doğru yürüdüm. Su, ıslak mendil aldım köşeye yürüdük. Ellerini sildi, suyla
yüzünü yıkadım. Ben yıkadım çünkü ellerinde ki ayakkabı boyası çıkmak bilmedi
ve gözüne sürdükçe daha çok acıyordu. O güne dair hatırladığım ve sinirimi
bozan iki şey var. İlki çocuğun suratını yıkarken yanımdan geçen süslü yaşlı cadı. Kadın “kızım
yaklaşma çok bak bir şey yapar” dedi. Yaşlı bir kadına ilk yaptığım terbiyesizlik
buydu ”işine baksana sen”. Sonra bir de bankada yaşlı bir kadına bunak demiş
olabilirim. Bana küçücük çocuk ne yapabilir Allah aşkına. Kadının kaşı gözü
ayrı oynadı işaret, çanta. Çocuk düşmüş
göz derdine kadın onun olmayan para. Ne yani her sokaktaki çocuk hırsız mı?
Kaldı ki o ayakkabı boyayıp parasını kazanıyor. Neyse ikinciye geçip toplu
küfür etmek istiyorum. Baktım ezan okunuyor bende açım sordum o da aç yemek yiyelim dedim. Girdik
caddedeki bir yere. Şu zincir olan popüler yerlere. Adam tip tip bakıyor
yanında ki ne iş diye. Oturduk etrafta koşturuyorlar ezandan dolayı ama yok
ilgilenen bir Allah`ın kulu yok. Şef
garson denilen koordinasyonu sağlayan adama işaret ettim, kendi geldi kaba kaba
beklememi istersek bu arada lavaboyu kullanabileceğimizi söyledi. İşte benim delirdiğim anlardan biri daha. Normalde
ben bin kişinin nazını çekiyorlar diye yanlış siparişe bile gülümseyip teşekkür
eden ben adama ağzıma geleni saydım. Haksız mıydım ama? Çok mu abarttım
bilmiyorum ama cidden sinirlendim. Kendime de onlara da. Çok duyarsızız ve ne
bilim şu üzerimize giydiğimiz giysilere fena halde takıkız. Biliyorum o gün ağlamasa
fark etmeden geçip gidecektim. Diğerlerinden pek bir farkım olmayacaktı. Neyse
işte böyle tanıştık bizim Matematikçiyle. Paşanın matematiği iyi ama kalan
derslerden pek haz etmiyor. Canının sıkkın olmasının sebebi 11 yaşına gelmiş
artık o kadar şirin değilmiş. Bir de yaz gelince boyayacak ayakkabı kalmamış. Zaten
bende hep o bez ayakkabılardan giyiyormuşum. Lanet olsun ki çocuk haklı. Sandalet
boyatamam geri kalanı da bez. Çocukken okula giderken boyanan ayakkabılarım
vardı. Hem bakın kışta geliyor der ayakkabılar alın bence. Deri boyanıyor mu
gerçi bilmiyorum. Lanet olsun ben bir de deriye karşıyım. En iyisi siz bez ayakkabılardan kurulun ve
boyatabileceklerinizi alın. Deri işini bende gidip bir araştırayım. Hayvan katliamına
teşvike girmez dimi bu ?
valla film gibiydi heyecanla nolcaak diye okudum ki :)
YanıtlaSilciddi misin? ona göre sevineceğim beğendiğini varsayıp.
SilNe güzel yapmışın benim de aklıma Hazar geldi..
YanıtlaSilAma büyüdükçe işlerinin zorlaştığı gerçek..
Keşke herkes şanslı doğabilse...
Hazar kim ben bilmiyorum.zorlaştığını o söyleyene kadar fark etmemiştim. çok utanç verici bu kadar kör olmam
SilSenin matematikçin gibi o da bizim karşımıza çıkmıştı 4 yaşındaydı o zamanlar..
SilÇocukluk masumeti için yardım eden çok insan var canım fark etmemen o kadar normal ki sonuçta hergün o gerçekle yaşamıyoruz biz..
Çok hoş ya. :D
SilO söyleyene kadar benim aklıma gelmedi bu durum. Hatta ucundan geçmedi.
Eline diline sağlık :) çok güzel ağızlarının payını vermişsin :)
YanıtlaSilHerkes kitabın kapağına bakmamak lazım der ama iş ciddiye gelince dönerler, ne güzel yapmışsın çok taktir ettim seni :)))))
arada gözüm dönüyor. kendimi rodeo yapan boğa gibi hissediyorum. keşke öyle taktir ettim falan demeseydin. kötü hissettim. denize atmam gerekeni gösteri gibi anlattım. galiba utandım ve yazdığıma pişman oldum.
Silhayır canım çok güzel birşey yapmışsın aslında. Bunu anlatarak bizimde biraz olsun duyarlı olmamızı sağladığını düşünüyorum hiç pişman olma :)
SilIçime biraz bende su serpiyorum o zaman senin sözlerle:D
Silaşka yolculuk
YanıtlaSilaşk zamanı
aşk olur
aşkın ingilizcesi
sadece aşk
aşkın büyüsü
:)
bunlarda benim romantiklerim :D teşekkürlerimi sunarım
Sil