Kansermiş. Son sınıfta beni gereksiz toplantılara sokan bir yerde
staj yaptım. Kodaman tiplerin arasında bağlı olmadığım ama güçlü isimlerden
biri olan ve sanırım ofiste en sevdiğim adam oydu. Gelen giden takım elbise ile
dolanırdı, o ise en güçlü isimlerden biri olmasına rağmen kot pantolon tshirt
ve gömlek giyer uzun saçlarını da toplardı. Dünyanın en rahat tiplerinden
biriydi. Sanırım ayrılırken hoşça kal demeden tüydüğüm için pişman olduğum tek
isimdi. İş tekliflerini kabul etmemiştim. Geçen yıl tekrar iş teklifiyle
geldiklerinde ise çalıştığım yeri yüz üstü bırakmak istemedi. Teklif ettikleri
şeyi reddederken çok gel gitler yaşadım. Onun altında çalışacaktım ve beni
kendi yeri için eğitecekti. Joker`in
beni sevdiğini hiç söylememesinin sebebi de sanırım o. Joker yanımdayken
karşılaştıktan sonra Joker yüzüme şoka girmiş halde “sen bu adamdan
hoşlanıyorsun” demişti. Hoşlanıyor muyum? Ben mi? Hadi ama!! Sevgilim var ne
hoşlanması!! Adam babam yaşında ya da daha doğrusu ondan bir iki yaş büyük!!
Saçmalamayın ne alakası var!! ”Sanırım biraz” oldu ama cevabım. Lan kızım mal
mısın? İnsan sevgilisine bunu der mi? Başka birinden hoşlandığını söylememeli,
inkar etmeli, üste çıkmalı, sen beni nasıl böyle bir şeyle suçlarsın diye
çemkirmeli. Bense onun yerine doğruyu söyledim. Hep kendinden çok yaşlı
adamlarla evlenen kadınları para avcılığıyla suçladım. Hep. Çünkü adam yaşlıdır
kadın genç. Parası için evlenmediyse ne diye evlendi. Aşk olabilirmiş. Ona aşık
olmadım ama ondan hoşlandım. Adamın babamdan büyük olması bile bu durumu
değiştiremedi. Hem ne yani ellilik Brad Pitt versek ağzınızın suyu akmaz mı?
Bence aramızda koca boşayacaklar bile olabilir. İşin şakası tabi bu.
Okuldan
bir kızla başladık staja. Dışardan bizim geldiğimizde işleri organize etmesi
gereken adam bir boka yaramayınca ayrılmıştı. Hiçbir şey bilmeyen biz ve başımızdaki
kadın sorumlu kalakalmıştık öylece. Öğrenmek için denemek için çok çırpındık.
Gece onlara on birlere kadar çalıştık. Yalnız kalmayalım koca binada diye
beklerdi. Diğer kız tüm işi üzerime yıktı gitti tek başıma kaldım, geldi odama
benimle bir sandalye çekip muhabbet etti. Stajyerdim ama koca odada tektim. Önümde
iki bilgisayar öylece yalnızlıktan sıkılırdım. O gelir konuşur, sorduğum her
soruya cevap verirdi. Kaldı ki o kadar bilgiliydi ki, tamamen farklı alanlarda
olsak bile çok şey öğrendim ondan. Çünkü biliyordu ve öğretmekten çekinmez, ben
kimim havasıyla gezmezdi, paylaşmaktan çekinmezdi. Sonra odamın merkezi sistem
zırvalığının bahar ayı girer girmez kesilip benim efsane hasta olduğum dönem
odama daldı, bir masa aldırttı dekore edilmiş odasıyla alakası olmayan masayı
oraya getirtti. Benden sorumlu olan kadına “Kızı hasta ettik orda bizim odalar
hala sıcak” dedi. Bu kadın aman ona dikkat et, patronlar ağzının içine bakıyor,
öyle cool göründüğüne bakma diyordu adam benim için odasındaki oturma grubu
zırvalığından kurtuluyordu. Sonra ne mi oldu? Okuldan staja giderken daha bir
mutlu gitmeye başladım. Saatlerce benimle sohbet ettiği oluyordu. Bir iki kez
azardan koruduğu oldu. Sanmayın ki asıldı. Düzgün bir insandı. Göğüs dekolteli
şeylerden giymekten sırf insanlar oramdan başka bir yere bakmıyor diye giymem
ama o konuşurken sadece yüzüme bakıyordu. Konuşurken diğerlerinin yaptığı gibi
bakışlar aşağı yukarı oynamazdı. Bizim sorumlu kadın ve diğerleri ondan çekinse
de o komikti, sıcakkanlıydı. Herkesin komik karikatürlerini yapmıştı mesela.
Sayesinde saatlerce güldüm. Sayesinde alanının en güçlü insanlarıyla tanıştım.
Bir sürü bilmediğim şey öğrendim. Şaka gibi belki ama sohbetler sırasında
hayata başka bakmayı bile öğrendim. Kadın sır küpüdür diyordu ama adam
hobilerinden bahsediyordu, boşandığı eşinden, gençken batırdğı işlerden,
üniversitede yaptıklarından, yıllardır değişmeyen tatile gittiği kıyı
kasabasından, arkadaşlarından, ailesinden ne bileyim daha birçok şey. Sorumlu
kadına boşandığı eşini sorduğumda anlattığı için aval aval bakmasını mesela hiç
unutmuyorum. “Senin hiç kötü bir alışkanlığın yok mu? Sigara içmezsin,
sessizsin... Gerçi daha çok gençsin” dediğinde sırf çocuk gibi görmesin diye
“Alkol var sayılmaz mı?” demiştim. Nasıl bir imaj çizdiysem şaşırmıştı. Bira
sevmem ama tekila ve viski güzel deyince Jack`i viskiden kabul etmeyip ertesi
gün ofise viski şişesiyle gelmişti. Fincanda kahve yerine azıcık hakikaten
güzel viski yudumlamış olabilirim. Adamdan hoşlanıyordum ama ben lisede milli
güvenlik dersine giren Albaydan da hoşlanırdım. Aile üniformalı diye bana diğer
kadınlardan daha da çekici gelirdi üniformalı erkek. O kadarki adam gel
evlenelim dese benden iki yaş büyük oğluna üvey anne olmaya hazırdım. Hayranlık,
belki de gerçekten hoşlantı. Ama adamın ki sadece normal olan dedim. Lan kızım
adamın çocuğu yok kesin kızı olsun istiyordu al seni koydu yerine dedim. Lan
keşke o kadar seksi sigara içmese. Ya da ne olurdu bir otuz yıl kadar erken
doğsam. Sonra bizim patronun beni varisi gibi toplantıdan toplantıya soktuğu
bir akşam odaya döndüğümde masamda özel numarasının yazılı olduğu bir kağıt
duruyordu. Nasıl sevindim anlatamam. Adam da benden hoşlanıyor olabilirdi.
Yoksa neden özel numarasını falan bıraksın. Hem de ev telefonu dahil. Tamam
azıcık bu konularda salak olabilirim ama sizden hoşlanan erkeği az çok
anlarsınız. Vardı işte bir şeyler. Bir sonraki hafta gittiğimde durdu durdu
sonra “Lady, telefon numaramı bıraktım, aldın mı?” dedi. Evet aldım ama eve
gidince babamı görünce aklıma direk gelen şu oldu. Baban aklından geçenleri yani
bu adamdan hoşlandığını bilse çok üzülürdü. Kim kızının kendinden bir aç yaş
büyük birisine aşık olmasını ister ki? Hayır bizim sülale bir Serdar-Chloe
çifti kaldıramazlardı biliyorum hani. “Aldım” dedim. ”Aramadın” dedi. Nasıl
arayayım babam üzülür annem bacaklarımı kırar. Tüm bunlara rağmen diğer cümlesine
başlayana kadar sevincimden uçtum. Sonuçta aramadığımı fark etti. Sonra
aklımdan geçenlerin ağzına sıçan o cümleyi kurudu “Neyse bir şey lazım olur,
aklına bir şey takılırsa bu numaralardan
daha çabuk ulaşırsın ” Sonra ben sorumluma staj bitirme evraklarını imzalattım.
Şansıma Patron o gün gelip benden okul bitince orada devam etmemi, her işi çabuk
kavradığımı, alanım olmasa da geleceğimin parlak olduğunu söyledi. Olmaz dedim
yüksek lisans yapacağım dedim. Adam “Burada yüksek yapmayan iki dil bilmeyen
yok. Çalış çalışırken yaparsın” dedi ama kabul etmedim. Sebep belki hoşlandığım
adamın uygun olmamasıydı, belki
kariyerimde ilerlediğim şeyde ne kadar geleceğin parlak deşeler de çok severek
yapmamamdı. Hala bilmiyorum. Ama öğrendiğim bir şey var. Kadınlar her zaman
para için kendinden büyük erkeklerle birlikte olmuyor. Ondan bana Itzachk Perlman`ı
bana sevdiren adam olduğu için hala hoşlanıyorum. Belki de duygularımı yanlış
değerlendiriyorum. Hayranlık sadece ama bunu kimseye hiç kimseye anlatmadım.
Sidikli`ye bile. Numarasını saklayıp, ne aradım ne kaydettim. Kimseciklere de
anlatmadım. Çünkü biliyorum herkes yargılayacak ayıplayacak. Hatta burda bile
anlatmak isteyip defalarca vaz geçtim. Çünkü ben bile Yaşlı erkeklerle birlikte
olan kadınları yargıladım. Sonra kendim ondan hoşlandığım için yargılanmak
istemedim. Sadece sorumluma hoşça kal deyip topukladım, eşyalarımı almak için
bile uğramadım. Şimdiyse hala sıcak gülümsemesiyle aklımda, sevgilim olan
adamın bana ondan hoşlanıp hoşlanmadığımı sorduğu düşüncesi. Joker ona olan
bakışımdan anlamış. Bakışlarımın her şeyi yansıttığını iddia ediyor beyefendi.
Yalan söylemek istemedim, çünkü o söylemiyor. “Beni onun için terk etmezsin
dimi?” dediğinde Joker tereddütsüz “Hayır” çıktı ağzımdan. Bugün onun yerini
almam için aradıklarında kanser olduğunu öğrendim. Canım yanıyor.
Fransız egsiztansiyalist (Akılcı felsefenin kurucusu) Jean Pol Sartre kendisinden yirmi yaş genç bir kadınla ölünceye dek birliktelik yaşadı. Tabi nikahlı olup olmaması ad önemli değil. Toplum olarak bizim yanlışlığımız akıl ve baliğ olan her kadın kendi yaşlarınad olduğu gibi, kendinden yaşca büyük erkeklerle evlenebilir. Birlikte bir hayatı paylaşabilir. Ancak bunu kimse karışamaz, ayıplayamaz. İnsan birine aşık olabilir, bunun devamı dostluğa dönüşürse ve sevgi haline alırsa bu sonuç iyi olur. Bir ikinci şık nefrete de dönüşebilir. Fakat bir insan önce dostluk kurabilir. Onu iyice anlamak ve tahlil ettiğinde bu benim ruh ikizim dediğinde de dostluk sonrası aşk ve muhabbetin sonsuzluğudur. Sizinki de böyle olmuş. Böyle bir durumda ilişkiler daha da güçlenir ve asla nefrete dönüşmez. Şu an sende öyle bir iksir var ki, bu kanserli bir hastayı bile iyileştirebilir bir ilaç gibidir.
YanıtlaSil.....
Unutmamak lazımdır ki; herkesin hayatınad buna benzet özel öyküler vardır.
Olabiliyor böyle şeyler. Joker de aşk ve hoşlantı arasındaki farkı bilmiyor mu? Ya da sana hiç mi güvenmiyor ki bunları bu şekilde düşündü? O adamla aran çok iyi de olabilirdi çok kötü de iş hayatına yeni girdiğin dönemlerde o ortamı özellikle stajyerken gördüğünde sana iyi davranan tek birini bile gördüğünde tutunabiliyorsun. Sana öyle olmuştur demiyorum; adam karizmatiktir, konuşması, zekası her şeyiyle etkilemiştir sen de hoşlanmışsındır ki bu olabilir bir durum. Ben de kaç kere git gel yaşadım üniversitenin ilk yılında zorunlu inkılap dersi hocamızdan hoşlanıyorum diye. Adam boşanıyordu ve yaşlı değildi, okuldaki en genç hocalardandı aramızda 20 yaş kadar vardı ve iletişimimiz beni ona çekiyordu. Evliliğinin son demlerinde onun da yaşadığı bir boşluktu benimle ilgilenmesi bunu çok sonra fark ettim ama ağza alınsa gerçekten problem olacak bir diyaloğumuz var mıydı? Evet vardı. Bir şeyler yaşanmadı ama yaşana da bilirdi bunu kimsenin yargılamaya hakkı yok. Senin durumun da aynı şekilde. Joker'le birlikte olabilirsin ama şöyle bir gerçek var o adamın bilgi birikimi, deneyimleri, ağırlığı vb. hiçbirini sen Joker'de bulamazsın ve bu bile ondan hoşlanman için bir neden. Joker de bunun farkında olduğu için kendince triplere girmiş olabilir tabi ama ortada yanlış bir durum yok. Genç kızlar sadece para için kendinden yaşça büyük birileriyle birlikte olmaz. Çoğu zaman aşk ve hayran olma nedeniyle de ilişkiler başlar. Sen yargılamaları kabul etme Lady'm onlar sütten çıkmış ak kaşık oldukları için laf etme yetkisi bulurlar ama sen dinleme onların hiçbirini.
YanıtlaSilUmarım o kişi de bir şekilde sağlığına kavuşur...
Hikayenin sonu üzücü oldu. Umarım sağlığına kavuşur. Yaşadıklarınız insani şeyler. Herkesin başına gelebilir. Erkek arkadaşınıza doğruyu söylemek dürüstlük olsa da gönül işlerinde söylenmese de olabilir bence.
YanıtlaSilHiç de ayıplanacak, yargılanacak bir durum değil. Kimden hoşlanacağımızı yaşına göre seçmeyiz. Toplum bize bir şeyleri empoze ediyor ve onları doğru kabul ediyoruz. Yanlış! Çok üzüldüm:( Allah yardımcısı olsun... Sevgiler...
YanıtlaSilBelki hoşlantı, belki hayranlık, belki de masum bir ilgidir ama bunun türü ne olursa olsun paylaşılan duygu 'sevgi' ise kimsenin kimseyi yargılamaya hakkı yoktur. Hala bir şeyler için geç değil Lady, yapmak istediğin ne varsa kendin için yap. Bazen de böyle olmak gerekir.
YanıtlaSilEtkileyici bir anı...
YanıtlaSilNeden şimdi iletişime geçmiyorsun onunla? Duyguları olan bir kadın gibi değil, eski bir arkadaş gibi. Belki, geçmişte yaşadığın hisleri şimdi gülümseyerek anacaksınız. Yani, sanırım ben öyle yapardım. Bilmiyorum...
Biliyorum yardımcı olmayacak ama canının acısını kucaklıyorum.
Senin anlatış tarzından mı yoksa o adamın gerçekten 'nadir' bulunan bir tip olmasından mı bilmiyorum, etkileyiciydi.
YanıtlaSilNe diyeceğimi bilmiyorum. İçimi acıttı. Yargılanacak bir şey gibi görmedim. Bende kendimden 15 yaş büyük hocama takmıştım kafayı bi ara. Ama seninki daha özel birşey gibi geldi. Belki de sana verdiği numarayı arama vaktin gelmiştir de geçiyordur lady.
Senkron tuttuysa tabi ki olabilir böyle şeyler. Kalbinde olan bitene kim söz geçirebilmiş bu zamana kadar?
YanıtlaSilİnsanlar konuşur, her şeye konuşur. Seninki aşk olsaydı gözün kapalı devam ederdin o yolda..bazen hoşlantı ve idol işi duygusal anlamda karışabiliyor. Aranızda özel bir bağ olması işi o boyuta taşımayı gerektirmez zaten..bak bir arkadaşım var öl dese gözüm kapalı ölürüm ne dese sorgusuz itaat ederim, çok bağlıyım ona mesela bende kendi içimde çok düşündüm aşk mı bu diye. Sonra şunu fark ettim bir başkasıyla mutlu olduğunu görünce kahrolmadım..onun için sevindim bile. Konuyu toparlayamadım hatta biraz dağıttım galiba ama sen beni anlarsın :)
ben yaşa takılmadım film gibiydi okurken hatta benim için filmin sonu bilge adam iyileşiyor ve küçük kız çok mutlu oluyor..
YanıtlaSilumarım sağlığına bir an önce kavuşur :)
YanıtlaSilüstteki yoruma da katılıyorum gerçekten film gibiydi...
Yaş falan hikaye ya, gönül kimi seçerse doğru odur. Allah şifa versin, umarım iyileşir...
YanıtlaSilNe olursa olsun o bir sevgi... hoşlantı,aşk, hayranlık ne olursa olsun güzel ve hatırlanası güzel bir durum.
YanıtlaSilİnsanlar bazı şeyleri yaşarlar ki kendilerinin farkına varsınlar . Hayat senin kendinin farkında olmanı daha fazla istemiştir. Sevgi farkındalığını arttırır.